Ekonomi piyasasında yaşanan gelişmelerin tek bir olaya indirgenmemesi gerektiğini, yaşananların bir sürecin sonucu ortaya çıktığını belirten CHP Milletvekili Mustafa Adıgüzel, “Bugünlerde olağanüstü koşullardan geçiyoruz, içeriden ve dışarıdan ciddi tazyik altındayız. Memleketteki tek adama dayalı yönetim sistemi de bu olağanüstü koşulları karşılamak ve çözmek noktasında da bizlere ikinci bir sorun yaratıyor. Tüm bu koşullara rağmen şunu düstur ediniyoruz: Umutsuz durumlar yoktur, umutsuz insanlar vardır. Umutsuzluk kimseye yakışmıyor. Öyle ki Mahatma Gandi ’Mustafa Kemal İngilizleri yenene kadar ben Tanrı’yı İngiliz sanıyordum.’ şeklinde bir söz söylemiştir. Çünkü biz daha olağanüstü koşullardan geçtik. Bu memleketin işgal yıllarında Antalya’dan İzmir’e, Konya’dan başka bir şehre giderken pasaport uygulamaları yapılıyordu. Sadece Ankara’da daracık bir alana sıkıştırılmış bir ülkeden bahsediyoruz. Bunları geçebildiysek mevcut durumdan da kurtuluruz. Sadece doğru teşhis ve doğru tedavi yapmak lazım. Algı yönetimleriyle iş yürütmemek gerek. Bir ekonomik sıkıntıyla karşı karsıyayız ama bu ekonomik sıkıntı onların servis ettiği gibi son Rahip olayıyla gündeme gelen bir sıkıntı değildir. Bu aslında zaten uzun yıllardır AK Parti hükümetinin yürüttüğü tüketime dayalı taze parayla dönen ekonomik modelin iflasıdır. Bu zaten belliydi. Ama bunu seçim sonrası milli bir dava haline getirip, oluşacak olan zamları ve artık vatandaşa sirayet edecek etkilerini göz ardı ettirebilmeyi sağlamaları gerekiyordu. Bu nedenle de Amerika’yla beraber böyle bir Rahip olayı başlattılar. Mehmet Ali Ağaca, rahiplerin en başındaki Papa’yı Venedik’in ortasında vurduğunda bu kadar hadise çıkmadı. Dolayısıyla bu noktada yanlış teşhis ve tahliller yapmamak lazım. Önce doğruyu tespit etmek gerek.” diye konuştu.

 

Göstermelik eylemler


Dolar bozdurma çağrısını hatırlatan Adıgüzel “Milliyetçi Hareket Partisi, hesaplarındaki dolarları bozduruyormuş. Cumhuriyet Halk Partisi’nin hesaplarında dolar yok, sizin de olmasın. İhale veriliyor; ihaleyi alan firma Türk, veren devlet, ama bakıyorsunuz ki dolar üzerinden ihale yürütülmüş. Dolar üzerinden yapmayıverin ihaleleri. Yani bizim dolarlarımız yok ki bozduralım ya da iPhone’um yok ki satayım. Bunların baştan bu halde olmaması lazımdı. Hepsi göstermelik eylemler.” ifadelerini kullandı.

 

“Peşini bırakmayacağım!”

Mustafa Adıgüzel ekonomi ve sanayide millileşmenin önemine değinirken sözlerine şunları ekledi: “Bu ülkenin hep A, B ya da A, B, D ile başlayan planları oldu, Uğur Mumcu’nun da söylediği gibi ‘Bu ülkenin hiçbir zaman C planı olmadı.’ Bu ülkeye artık yalnızca T ile başlayan ve C ile biten planları lazım. Türkiye Cumhuriyeti’nin yerlileşmeye, millileşmeye ihtiyacı var. Ekonomi, sanayi ve diğer her şey milli olmalı. Bu durumdan bir kahramanlık hikâyesi çıkararak kurtulmaya çalışılmasın. Kaptan aynı gemideyiz diyor ancak gemi batarken ilk 2. sınıf kamaralardaki alt gelirli vatandaşların kapısı zincirleniyor. Bu işin ekonomik yükü de maalesef dar gelirlinin, işçinin, çiftçinin ve memurun üzerine binecek. Fındığın halini görüyorsunuz. Ancak şu bilinsin ki ya fındığın fiyatını açıklayacak, çiftçiyi mağdur etmeyecekler ya da 1 Ekim’de meclisin açılmasıyla birlikte fındığın hesabını soracağım. Zaten fındık için araştırma komisyonu önergesi teklifim var. Peşini bırakmayacağım. Benimle birlikte olup vatandaşın, çiftçinin yanında duranlar, durmayanlar ve o gün kaldırdıkları ve kaldırmadıkları ellerle ilgili de hesabını soracağım.” Ordu Yorum/Yasemin Kuzu

Editör: Haber Merkezi