Eğitim Sen Ordu Şube Başkanı Sezgin Yılmaz açıklamalarında şunları dile getirdi;Sonuçları, kapsamı ve etkilediği nüfus açısından “eğitim” salgından öncede en önemli kamusal hizmetlerden biriydi. Salgınla birlikte bu alanda yaşanan sorunlar ve eşitsizlikler öylesine fazlalaştı ki eğitim en önemli tartışma başlıklarımızdan ve sorun alanlarımızdan biri haline geldi. Bu dönemde MEB yönetimi ise sorunlara çözüm üretmek yerine “eğitim alanında sorun yok; var olan sorunlar da  çözülüyor” algısını oluşturmayı tercih etti.

“Çözüm üretilmiyor”

Çocuk işçiler, göçmenler, eğitime erişemeyenler, kız çocukları, ana dili Türkçe olmayanlar, özel eğitime gereksinim duyan çocuklar MEB’in öncelikleri arasında yer almadığı ve bu geniş kesimin eğitim hakkı MEB tarafından gözetilmediği için bu kesimlerin yaşadıkları sorun olarak görülmedi ve çözüm de üretilmedi.

Ataması yapılmayan öğretmenler, KPSS mağdurları, sözleşmeli, ücretli öğretmenlerin yaşadıkları ve özel öğretim kurumlarında çalışan eğitim emekçilerinin sorunları MEB tarafından görülmedi, duyulmadı ve doğal olarak da çözüm üretilmedi.

Türkiye’de uzaktan eğitim süreci, eğitim ve bilim emekçilerinin emeği ve yoğun çabası eşliğinde hayata geçirilmiştir. Eğitim ve bilim emekçileri, evlerini fiilen okul haline getirmiş, bilgisayar, internet erişimi, öğretim materyalleri gibi araçlar bireysel çabalarla sağlanmış veya satın alınmıştır. Yasalarla tanımlanmış sekiz saatlik çalışma süresi öğrencileri ve velileri desteklemek üzere daha uzun saatlere, akşam saatlerine ve hafta sonlarına kadar uzamıştır.

Okul çağında çocukları olan eğitim ve bilim emekçileri evde sessiz bir yer bulmak için büyük özverilerde bulunarak çalışmalarını sürdürmüştür. Bu çabalara karşın, özellikle kadın emekçilerin yoğun ev içi emeği, eğitim alanının genel görünmezliği durumunun uzantısı olarak daha da görünmez kılınmıştır.

“Yaz tatilinde telafi eğitimi yapılmalı”

İlk olarak MEB’in planlanmış ve iyi hazırlanmış bir telafi programı olmamasına rağmen varmış gibi yapmaktadır. 5 Temmuz-31 Ağustos arası için açıklanan etkinlikler telafi programı kapsamında değerlendirilemez. Bunlar yaz tatili içerisinde sınırlı sayıda öğrencinin yararlanacağı yaz etkinlikleridir. Bunların telafi eğitimi gibi sunulması gerçek anlamda telafi eğitimi gereksinimini ve telafi eğitimi algısını olumsuz etkilemektedir.

MEB yine STK ların, UDEP çerçevesinde “ Telafide Ben De Varım” programı kapsamında vakıf ve cemaatlere etkinlik yapmalarının önünü açtı.  Biz bu STK ları Aladağlardan, Karamanlardan tanıyoruz. Eğitim kamusal haktır. Eğitim emekçileri tarafından gerçekleştirilir. Başka kişi, kurum ve kuruluşlara devredilemez.” Dedi. Haber Merkezi

Editör: Haber Merkezi