Türkiye’nin sahip olduğu biyolojik zenginliğin ortaya çıkarılması ve korunması amacıyla başlatılan ve ülke genelinde yürütülen “Ulusal Biyolojik Çeşitlilik Envanter ve İzleme Projesi” çerçevesinde bugüne kadar 76 ilde çalışma başlatıldı ve 54 ildeki çalışmalar tamamlandı. 2019 yılı sonunda 81 ildeki çalışmaların tamamlanarak, Türkiye’nin Biyolojik Çeşitlilik Haritası’nın ortaya çıkarılmasının hedeflendiği projede, Ordu’nun karasal ve iç su ekosistemleri ile biyolojik çeşitliliği ortaya çıkarılacak.

Ordu’da Aktuğ Elegance Otel’de gerçekleştirilen ve 3 gün süren ‘Envanter Çalıştayı ve İzleme Eğitimi Toplantısı’nda; “Biyokaçakçılık nedir?”, “Niçin biyokaçakçılık yapılıyor?”, “Niçin hukuk sistemimize yeni bir biyokaçakçılık tanımı getirmeliyiz?”, “Biyokaçakçılıkla mücadelede neler yapabiliriz?” Konularında bir sunum yapan Vali Yardımcısı Ekrem Yaman, “Türkiye’nin bitki, hayvan, tohum, sebze, meyve, ağaç gibi tabiî zenginliklerinin tespit edilmesi, millî servetlerimizin bilinmesi, takip ve tarassut altına alınması, millî ve milletlerarası seviyede çalınması, tahrip ve yok edilmesi, kaçakçılığa konu teşkil etmesi, gayri meşru istifade edilmesi gibi kanunsuz ve haksız tasarruflara mani olunması, müdahale edilmesi ve bu değerlerimizin hukuk sistemimizle korunması için kayıt altına alınması gerekir.” dedi.

Türkiye’nin sahip olduğu bitki türlerinin yüzde 34’ünün endemik türler olduğunu ifade eden Ekrem Yaman, “Korunan alanların genel durumuna bakıldığında, Türkiye genelindeki korunan alan sayısı 3 bin 49 olup, kara üzerindeki korunan alan büyüklüğü 6 milyon 315 bin 233 hektardır. Gıda olarak tüketilen birçok ürüne ev sahipliği yapması sebebiyle Türkiye, genetik kaynaklarını korumak ve onlara sahip çıkmak zorundadır. Sadece bitki genetik kaynaklarının biyokaçakçılığa maruz kalışı değil, hayvan ve mikro organizma gen kaynakları da aynı ölçüde önem verilmeye ve korunmaya ihtiyaç duymaktadır. Kelebeklerimiz büyük ölçüde koleksiyonerlerin özel müzelerinin, evlerinin ve saraylarının duvarlarını süslerken, akrep ve yılan türlerimiz zehirlerinden ilâç elde etmek, böceklerimiz de aynı şekilde farklı antibiyotik türevleri üretmek için yurt dışına kaçırılmaktadır. Mikroorganizmalar ise büyük ölçüde toprak ve su örnekleri veya sporların taşınmasıyla yurt dışına çıkarılmaktadır. Biyokaçakçılık birey sayısında azalma, popülâsyon kaybı, ekosistem dengesinin bozulması ve ekosistem tahribatına sebep olmaktadır” diye konuştu.

Proje kapsamında, Türkiye’deki tüm illerden gelen biyolojik çeşitlilik verileri, Nuh’un Gemisi Ulusal Biyolojik Çeşitlilik Veri Tabanına girilerek depolanmakta. Haber Merkezi

Editör: Haber Merkezi