Seminere Oda Başkanı Bahadır Baş, Onursal Oda Başkanı Ertuğrul Yüksel, Samsun SMMMO Onursal Başkanı  ve SAMDEN SAMSON Bağımsız Denetim A.Ş Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Hayvalı, ADALYA Bağımsız Denetim A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Sorumlu Denetçi Mehmet Yolcu, Samsun Mali Müşavirler Odası Önceki Dönem Yönetim kurulu Üyesi Sebahittin Memu ve Haksız Rekabet Kurulu Başkanı Mehmet Köse, meslek mensupları ile stajyerler katıldı.

Açış konuşması yapan Oda Başkanı Bahadır Baş; ‘‘Bugün bizim için zor bir açılış oldu. İki tane duayen başkan buradalar biz onların yanında çıraklık yaptık. Sayın Ahmet Hayvalı’yı ilk 2003 yılında bir toplantıda dinleme fırsatı buldum. Karadeniz’in yetiştirdiği iki tane büyük başkandan sonra odalarda başkanlık yapmak zordur. Aslında meselenin özü birisi arkanızdan ALLAH razı olsun diyorsa her şey amacına ulaşmış demektir. Ahmet Hayvalı’nın odamızda yeri ve değeri her zaman ayrıdır.’’ dedi.

Konuşmasının devamında Bağımsız Denetim konusunda açıklamalarda bulundu:

‘‘Bağımsız Denetim 2011 yılında bir Kasım ayında hiç beklemediğimiz anda dünyaya geldi. 2001 Enron kriziyle başlayan dünyada 2008 ekonomik kriziyle beraber şirketlerin daha fazla denetime ihtiyaç duyduğu, kayıtların veya denetçi raporları ve muhasebe raporlarının anlam ifade etmediği bütün dünyada bir akım başladı. Yapılan faaliyetlerin, denetimlerin kayıtların kontrol edilmesi amacıyla başlandı. Bizler Türkiye’ye baktığımızda dünya örneğinden biraz farklı gidiyoruz. Dünyanın hiçbir yerinde staj yapıp yeterlilik belgesi alan birisi yeniden Kamu Gözetim Kurumu’nun sınavına girip, yeniden belge alması gibi bir uygulama yoktur. Kamu Gözetim Kurumu hizmeti, denetimin kalitesini ölçmelidir. Ruhsatlandırmayla, disiplin cezasıyla uğraşmamalıdır. Bunları meslek örgütleri yapmalıdır. Ordu’da bağımsız denetimler ile ilgili rapor yazan 2-3 kişi varken, belge alan 60 kişi var. Bugün bağımsız denetim belgesi olmayan arkadaşlarımızın ve stajyerlerimizin burada olmasından daha çok mutluyum. Çünkü bunlara göre kayıt yapacaklar bu kayıtlara göre de denetlenecekler. Bu anlamda bu eğitimleri çok önemsiyoruz ve bu eğitimlerimize devam edeceğiz.

Gündemde görüşülen vergi barışı ile ilgili de düşüncelerini ifade eden Oda Başkanı Bahadır Baş; şu an gündemde olan matrah artırımı, yapılandırmalar önceki matrah arttırımı yasalarından çokta farklı bir yasa değildir. Bundan önce gerçekleştirilen vergi barışını savunduk. FETO gibi büyük bir darbe girişiminden sonra ülkenin kaynaklarında sıkıntı vardı, bu kaynaklar yurt dışına transfer olmuştu, ülkenin ekonomik olarak da sıkıntı yaşaması nedeniyle çok doğru bir politikaydı. Ama son 15 yılda 4 tane matrah artırımı, 4 tane vergi barışı yapılmış. Bu sefer bizim yaptığımız muhasebenin bir anlamı kalmıyor. Bu vergi barışları muhasebe mesleğinin temeline adeta dinamit koyuyor. Bu uygulamalar muhasebe mesleğini aşındıran, bu mesleğin kalitesini aşağı çeken bir durumdur. Bizler bu artırımların sürekli ortaya çıkmasını, mükelleflerin sürekli bir kurtarıcı gibi sarılmasını istemiyoruz. Her üç yılda bir matrah artırımı, vergi affı olursa mesleğin saygınlığında sıkıntı yaşarız.

Türkiye’nin vergi alma şeklinde de çok sıkıntılarımız var. Dünya örneklerine baktığımızda OECD ülkelerinde dolaylı vergiler %35, dolaysız vergiler %65 iken; bizim ülkemizde ise tam tersidir. Dolaylı vergiler %67 iken dolaysız vergiler %33’tür. Kayıt dışı ekonomi Amerika’da %8.95, İsviçre’de %9.01 ve genel ortalama %13 civarındayken, bizim ülkemizde %28’tir. Kayıt dışılığın bu kadar yüksek olduğu ülkelerde dolaylı verginin bu kadar yüksek olduğu ülkelerde muhasebecilik yapmak çok zordur. Bu meslek her alanda aşındırılıyor. Bu itibarsızlık bu değersizlik ülkenin düzeniyle paralel bir düzendir. 1990’da ruhsatlarını alan üstatlarımız başta olmak üzere değişimi Türkiye’de en çok hisseden onlardır. Elle kayıt tutuyorlardı, 1994’te tek düzen hesap planı dediler, 2004’te e-Beyanname dediler, 2012-2013’te e-Defter, e-Fatura dediler, 2018’de ise Defter Beyan dediler. Olağan üstü bir değişim var. 65-75 yaşlarında arkadaşlarımız bürolarında kayıt giriyorlar. Bu değişimi her meslek örgütü yaşayamıyor. Bu meslek örgütünün dinamik olmasından, değişime dönüşüme açık olmasından kaynaklanan bir durum olduğunu düşünüyorum. Muhasebe mesleğinde 3 ana sacayağı vardır. Muhasebe bugün bizim bürolarımızda yaptığımız kayıt girmek, mali müşavirlik danışmanlık gelecekte daha çok yaşantımıza dâhil olacak denetimdir. Bağımsız denetim ayrı bir meslek değildir. Bağımsız denetimi ayrı bir meslekmiş gibi ortaya koymayalım. Bağımsız denetim unvanlarımızı kapılarımızın üzerine büyük harflerle diğer arkadaşlarımıza haksızlık yapmayalım. Haklı rekabet yapalım, haksız rekabet değil. Bir unvana KGK yazdınız diye kimse size defter getirmez. O meslektaşınıza yaptığınız, karşınızda bürosu olan meslektaşınıza yaptığınız saygısızlıktır. ’’dedi.

Ordu SMMM Odası Onursal Başkanı Ertuğrul Yüksel; Türkiye’nin gündemi farklı ama biz muhasebeci mali müşavirler işimizi her zaman yapmak zorundayız. Eski TTK’da denetim sistemi olarak murakıplık vardı ve bugünkü sisteme uymadığından, gereksinimleri karşılayamadığından 6102 sayılı kanun ile bağımsız denetim uygulamaya konuldu.  Hepimizi meslek camiası olarak çok şey bekledik, umduk. Fakat yürürlüğe girmek üzereyken değişiklik yapıldı ve denetime tabi şirketlerin sayısı çok azaldı. Bağımsız denetim uzmanlık alanımız diyoruz fakat uygulama yapılacak firma sayısı az olması bizlere yeni bir pazar yaratmada beklentileri karşılayamamaktadır.

Samsun SMMM Odası Onursal Başkanı Ahmet Hayvalı; ‘‘Ben Ordu Odasına, sizlere yabancı değilim. Kendimi bir Ordulu kadar seviyorum çoğunuzu da yakinen tanıyorum. Ordu bizim için çok önemlidir. Bizler meslek mücadelesinde Orduyla hep birlikte omuz omuza mücadele verdik, bundan da hep gurur duyduk. Bugün burada bu sunumlarımızı gerçekleştirme fırsatı verdiğiniz için teşekkür ediyoruz.’’ dedi.  Haber Merkezi

 

Editör: Haber Merkezi