Yapılan açıklama şöyle: “Depremin şokunu, acısını, üzüntüsünü atlatamadan, yasımızı tutamadan dün ilimiz Ordu’da gerçekleşen kadın cinayetiyle sarsıldık. Bizler, bir kız kardeşimizi daha, erkek şiddetinde kaybetmeyeceğiz derken, ataerkil sisteme ve AKP/Erdoğan rejimine sırtını dayayan erkekler her gün kadınları öldürüyor. Kadın cinayetleri politiktir ve toplumsal cinsiyet eşitliğine dayanan politikalarla, yasalarla ve caydırıcı cezalarla önlenebilir. Ama görüyoruz ki, siyasi iktidar kadın cinayetlerini sonlandırmak bir kenara dursun bunu kendine dert bile edinmiyor. Bizim artık sabrımız kalmadı.

Tıpkı kadın cinayetleri gibi deprem de politiktir; Siyasal İslamcı iktidar kurduğu rant sistemi ile depremi bir felakete dönüştürmüştür. Bilimsel verilerin ışığında değil rant çıkarları adına yapılan binaların binlerce yurttaşımıza mezar olduğunu hep beraber acı içinde gördük. Tek Adam rejimi iflas etmiştir.

Çıkardığı imar aflarıyla, denetim yokluğuyla, kayırmacılıkla, yarattığı ekolojik yıkımla, çarpık kentleşme uygulamalarıyla bu sürecin baş sorumlusu AKP iktidarıdır. Hesap soracağız ve hesap verecekler.

Deprem ile birlikte kadınlar, çocuklar, LGBTİ+ lar daha derin bir ayrımcılık, yoksulluk ve istismar tehlikesi ile karşı karşıyadırlar. Enkaza dönen kentlerden sağ kurtulabilen, yakınlarını kaybetmenin ağır travmasını yaşayan kadınlar bir taraftan da güvenlik endişesi içindedirler Bölgede depremin ilk gününden itibaren sağlanamayan güvenlik binlerce kadını ve çocukları tehdit etmektedir.

Tüm yaşamı alt üst eden bu felaketin ortasında kadınlar göçe, yoksulluğa,  salgın hastalıklara ve şiddet riskine erkek egemen sistemin her türden şiddet, taciz ve istismarına açık hale gelmiştir.

Altını çizerek söylüyoruz: deprem bölgesindeki kadınların, çocukların ve LGBTİ+ların ihtiyaçları önceliklidir.

Bölgede 215 bin hamile kadın bulunmakta ve 23 bininin bir ay içinde doğum yapması beklenmektedir. “Anneliği kutsayan” tek adam rejiminin annelere yönelik, kadınların yaşadığı ve yaşayacağı sorunlara karşı bir politikası yoktur. Kadınların ruhsal ve fiziksel sağlığı tehlike altındadır. Deprem sonrası oluşan sağlık, barınma, güvenlik, hijyen ve ısınma sorunları bir an önce çözülmelidir.” Haber Merkezi

Editör: Haber Merkezi