İşbakan; “Türkiye’de iş gücüne katılım oranı % 53 iken engellilerin katılım oranı % 22,1’dir. Bu oran kadın engellilerde % 12,5 düzeyindedir. Milyonları aşan engelli nüfus için belirlenen yüzde 3-4’lük istihdam kotaları bile yasal ölçüler çerçevesinde doldurulmamaktadır. Bu yasadışı durum nedeniyle sorumlular etkili bir yaptırıma maruz kalmamaktadır.

Tüm bunlar gösteriyor ki engellilere yönelik sistematik bir ayrımcılık uygulanmaktadır.

Her insan gibi engelli bireylerin de birçok hakkı çalışma haklarına doğrudan bağlantılıdır. Türkiye’nin de onaylayıp imzaladığı BM Engelli Hakları Sözleşmesinin 27. maddesinde; ‘Engelli yurttaşlar diğer yurttaşlarla eşit koşullar altında çalışma hakkına sahiptir. Devlet bu hakkın yaşama geçirilmesi için gerekli tedbirleri alır’ denilmektedir. Engellilerin çalışma ve istihdam hakları; açık, bütünleştirici ve erişilebilir bir emek piyasası ve çalışma ortamında serbestçe seçtikleri bir işle hayatlarını kazanmaları fırsatını içermelidir.

Engellilerin işe alım ve istihdam edilme koşullarında, istihdamın sürekliliği, kariyer gelişimi, sağlıklı ve güvenli çalışma koşulları dahil olmak üzere, istihdama ilişkin her hususta, engelliliğe dayalı ayrımcılığı yasaklayan sözleşmelerin gereği yerine getirilmemektedir.

Diyanet İşleri Başkanlığında olduğu gibi engelli atamalarında gereksiz yere hafızlık belgesi gibi gereksiz ek belgeler talep edilmektedir. Bu gibi uygulamalar haksız ve engellileri zora sokan bir uygulamalardır. Yasal dayanağı olmayan açıkça ayrımcılık olan bu ve benzeri uygulamalara son verilmelidir.

Engelliler için fırsat eşitliği, eşit işe eşit ücret ilkesi, tacizden korunma ve mağduriyetin giderilmesi, güvenli ve sağlıklı çalışma koşulları dahil olmak üzere diğer yurttaşlarla eşit koşullar altında adil ve uygun çalışma koşullarının sağlanması devletimizin bu sözleşme ile onayladığı bir durumdur.

Engelliler için gerekli rehberlik, rehabilitasyon, eğitim, mesleki ve teknik eğitim imkanlarının tanınması ve kamu sektöründe istihdam koşullarının nicel ve nitel olarak iyileştirilmesi, kamuda çalışan engellilerin çalışma koşullarının geliştirilmesi BM Engelli Hakları Sözleşmesi ve Anayasa’nın 5., 10., 49., 50., 51., 70. ve 90. Maddelerinin gereğidir. Hukuken çalışma ve istihdam hakkına sahip olan milyonlarca engelli yurttaşımızdan sadece 200 bin civarında, bu hakkı kullanabilen kişi vardır.

130 bini işçi olarak ve 65 bini de kamuda memur olarak çalışan bu kişilerin işyerlerinde engellilere yönelik ayrımcılık ideolojisi olan sağlamcı tutumlara maruz kaldığı, mobbing uygulamalarının yaptırımsız kaldığı bilinmektedir. İdareciler (şef, müdür, daire başkanı, genel müdür) düzeyinde engelli istihdamı neredeyse yoktur. Bu durum engellilerin kamuda yaşadıkları temel sorunların tespiti ve çözümünde yetersizliklere yol açmaktadır. Bizler engelli nüfusun, toplam nüfus içindeki oranından öte, yüzde 6 kadar bir istihdamın engelliler için uyumlu ve erişilebilir hale gelmesi gerektiğini talep ediyoruz.

Ancak 2023 bütçesinde engelli ataması için öngörülen atama sayısının da maalesef 2323 kadar olduğunu görüyoruz. Sembolik diyebileceğimiz bu sayılarla atanmayı bekleyen yüz bine yakın engelli yurttaşın talepleri karşılanamaz. Ekonomik kriz nedeniyle engellilere verilen ödeneklerin çok yetersiz kaldığı ve ücretli çalışma dışındaki seçeneklerin kesin çözüm olmadığı açıktır.

EKPSS kapsamında hemen en az 20 bin atama yapılmalıdır. Kamudaki engelli istihdam kotası yüzde 6’ya yükseltilmeli ve bu kotanın arz ve talep çalışmaları için gerekli bütçe düzenlenmelidir.

Kamu kurumlarının yol, geçit, otopark, yemekhane, internet siteleri, mevzuatları, hizmet içi eğitim programları ve idari kadrolarının farkındalık düzeyi engelliler için uyumlu hale getirilmelidir.” Diye konuştu. Haber Merkezi

Editör: Haber Merkezi