Açıklamada, şunlar belirtildi: “Bartın’ın Amasra ilçesinde bulunan Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Amasra Müessesesinde dün akşam saatlerinde meydana gelen patlamanın ardından şu ana kadar elimize ulaşan verilerle 41 madencinin yaşamını yitirdi. 10’un üzerinde yaralının da tedavilerinin sürdüğünü öğrenmiş bulunmaktayız. Yaşamını yitiren işçilerin ailelerinin acısını paylaşıyor, yaralı kardeşlerimize acil şifalar diliyoruz.

Madenler bir kez daha bütün toplumu yasa boğan bir katliama sahne olmuştur.

Sadece son 20 yıla baktığımızda, Karaman/Ermenek’te, Kastamonu/Küre’de, Bursa’da, Balıkesir’de, Zonguldak’ta, Elbistan’da, Soma’da, bir kez daha Ermenek’te, Siirt Şarvan’da ve Şırnak’ta meydana gelen büyük facialarda yüzlerce işçiyi kaybettik.

Öfkeliyiz çünkü her büyük kıyımın ardından “Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak”, “Gerekli önlemler alınacak” dendiğine ve sonrasında her şeyin eskisi gibi devam ettiğinin tanığıyız.

Öfkeliyiz çünkü tarihin en büyük iş cinayeti olan Soma’da bile tek tutuklu kalmadığının, 301 işçinin canının sorumlusu olarak kimsenin hesap vermediğinin, tek bir idarecinin bile görevden alınmadığının, istifa etmediğinin tanığıyız.

Öfkeliyiz çünkü Ermenek te 8 madencinin ölümünden sorumlu olarak 4 yıl ceza alan ve aldığı ceza para cezasına dönüştürülen müdürün, TTK genel müdürlüğüne atanmış, bu liyakatsiz ve yandaş atamalar sonucu yine canlarımız yanmıştır.

Öfkeliyiz çünkü Sayıştay raporlarında bu kazanın geleceği belli iken, hiçbir önlem ve tedbirler alınmadan maden emekçileri ölüme gönderilmiştir.

Öfkeliyiz çünkü bu memleketin normali, madencilerin kaderi haline getirilmeye çalışılan ölümlerin önlenebilir olduğunu biliyoruz, yıllardır defalarca dile getirdiğimiz, meydanlarda haykırdığımız, rapor olarak hazırladığımız, ilgili bakanlıklara ilettiğimiz önlemlerin alınmadığının tanığıyız.

Öfkeliyiz çünkü insan yaşamı için alınması gereken, aklın ve bilimin emrettiği önlemlerin, sadece ve sadece maliyet artmasın, işçilerin söz hakkı olmasın, kârlarımız azalmasın diye alınmadığının farkındayız.

Öfkeliyiz çünkü daha cenazeler kalkmadan ailelere verilecek para hesabı yapan yöneticilerin, insan canını sadece para ile ölçüyorlar

Öfkeliyiz çünkü sorumluluk sahibi makamları işgal edenlerin görevlerini yapmak yerine, böylesi bir ortamda dezenformasyon yapmakla meşgul olmasını, patlamanın nedenini konusunda tıpkı Soma’da yaşandığı gibi “trafo patlaması” yalanının ifade edilmiş olmasını, aynı filmi izlemeyi kabul edemiyoruz.

Öfkeliyiz çünkü tarihinde çokça kitlesel iş cinayeti bulunan Türkiye Taşkömürü İşletmesi’nde bunlardan ders çıkarılması gerekirken, bilgi, birikim, teknoloji kullanımı ve organizasyonda gelişmiş bir sistem olması beklenirken, bu kurumu yönetenlerin sorumluluklarını yerine getirmemiş olmasını affetmiyoruz.

Bu kurumu yönetenlerin böylesine bir facianın sorumluluğunu üstlenmek bir yana, bu madendeki patlama riskine dikkat çeken Sayıştay raporu üzerinden polemik yapmasını hiçbir ahlak ve vicdan anlayışına sığdıramıyoruz.

Öfkeliyiz çünkü sadece madenlerde değil, tüm işkollarında işçi sağlığı ve iş güvenliği sisteminin göçük altında olduğunu yıllardır söylüyoruz. 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası ile işçileri piyasanın insafına bırakan bu düzenin değiştirilmesi gerektiğini yıllardır anlatıyoruz.

Öfkeliyiz çünkü daha fazla kâr için dayatılan “üretim zorlaması” ve “verimlilik politikası” sonucunda İSİG önlemlerinin göz ardı edilmesi, özellikle madencilik sektöründe büyük katliamlara yol açıyor. Metan gazının patlamaya neden olacak sınır değerleri aşmasının, “gözden kaçmasının” temelinde “üretim zorlaması” aranması gerekiyor. Kamu madenciliğinde dahi bu zihniyetin yerleşmeye başlamış olması durumun vahametini büyütüyor.

Emek ve Demokrasi Güçleri olarak bu katliamın takipçisi olacak, sorumluların hesap vermesi için seferber olacağız. Çökmüş bir sistemin alternatifini yaratmak için mücadele edeceğiz. İnsan onuruna yakışır bir çalışma yaşamı için bütün gücümüzle çaba sarf edeceğiz. Özgür ve demokratik bir sendikal alanın yaratılması, işçi sağlığı ve iş güvenliği için olmazsa olmaz koşuldadır. Bunu mutlaka sağlayacağız. Sağlık, güvenlik ve çevreyle ilgili bir kurumsal yapının, sendikalar, üniversiteler, meslek oda ve birlikleri tarafından oluşturulması için ısrarlı mücadelemizi sürdüreceğiz.

En önemlisi daha fazla kâr için daha fazla kan dökmekten çekinmeyen bu vahşi sermaye düzenini yıkacak, emeğin Türkiye’sini kuracağız!” Haber Merkezi

Editör: Haber Merkezi