Türk milletinin günümüzde yaşayan toplumuna halk deniyor. Atatürk altı ok içinde ifade ettiği halkçılık doğru anlaşılmalı ve yaşanmalıdır. Millet olarak yaşamanın devamı halkçılıktan geçmektedir.

          Türk halkını, dini ve ırk arayışında halklar olarak dile getirmek, gelecekte millet olarak yaşamamızın sonunu getirir. Atatürk'ün kurduğu devlet ülkede yaşayan topluma halk olarak yaşama bilincini empoze etmiştir. Cumhuriyet bu temel ilke üzerine inşa edilmiştir.

            Ülkemizin en büyük sorunu ayrışmaya yol açacak halklar üzerinden siyaset yapmaktır. Irksal olarak siyasallaşmak ve din üzerinden siyasallaşmak halk olmayı ortadan kaldırıyor. Bu yolla halk, halklara bölünüyor. Ayrışma ve bölünme gelecekte millet olarak yaşamayı da engeller hale geliyor.

           Atatürk kapitalist sistem içinde kurduğu devleti, emperyalist güçlere karşı korumanın yolunu altı akla ortaya koymuştur. Bunlardan biri halkçılıktır. Yurttaş vatandaşlık üzerinden Türk halkını ortaya çıkarmıştır. Laiklik ile dini bölünmeyi engellemek istemiştir. Atatürk Cumhuriyeti demokrasi üzerine kurmuş. İsmet İnönü çok partili yönetim biçimini başlatarak, Cumhuriyeti demokrasi ile taçlandırmıştır. Demokrasi içinde kurulan siyasi partiler ülkeyi yönetirken farklı yöntemler ve tercihlerde bulunacaklar. Amaçları Türk halkının hizmetinde bulunmak, refah ve huzuru sağlamaktır. Devlet siyasi partileri denetler. Halklar üzerinden siyaset yapmasına izin vermez. Bu görevi devlet adına Anayasa mahkemesi yürütür.

             Siyasi partiler yönetim biçimlerini ve tercihlerini Türk halkına sunar. Türk halkı  sandıkta tercihini yapar. Siyasi partiyi sistemi yönetmek için iktidara taşır. Diğer partileri muhalefet yapar. Muhalefetin görevi iktidari denetlemektir. Bunun adı da parlamenter yönetim biçimidir.

             Atatürk emperyalizme karşı çıkan Türk milletini oluşturmuş. Bağımsız devlet kurmuş ilk İslam devletidir. Tüm dünya halklarına ışık olmuştur.