Haberlerde iğrenç bir olayın videosunu izledim. Bursa'da yıldırım ilçesinde bir sokakta bir adam elini bir kız çocuğunun sırtına atmış onunla yürüyor ve sonra ara bir sokağa giriyor.

Bu sırada aynı yaşta bir çocuk koşarak geliyor ve ara sokağın önünde duruyor. Birkaç dakika sonra ise adamla birlikte olan küçük kız ara sokaktan çıkıp kendisinin ardından gelen çocuğun yanına geliyor ve iki çocuk ilk geldikleri yöne doğru yürümeye başlıyorlar.

Bir-iki dakika sonra bir kadın ile birkaç küçük çocuk koşarak ve bağırarak ara sokağın önüne geliyorlar.

Videodaki görüntülerin devamı haberlerde şöyle anlatılıyor:

"Bursa'da iğrenç bir olay yaşandı. 45 yaşındaki Murat Ö., 5 yaşındaki kız çocuğunu öperek taciz eden adam mahalleli tarafından fark edildi. Mahalle sakinleri ve çevredeki esnaf tarafından kovalanarak yakalanan adam vatandaşlardan öldüresiye meydan dayağı yedi. Polise haber verilmesi üzerine olay yerine gelen ekipler, tacizciyi gözaltına aldı.

Haberdeki olay gibi çocuğa yönelik cinsel istismar, dünyada en çok artan suçların başında geliyor. Türkiye de bu konuda dikkat çeken ülkelerin başında geliyor. Türkiye İstatistik Kurumu'nun 2016 verilerine göre çocuk istismarıyla ilgili dava sayısı, son 10 yılda yaklaşık 3 kat artarken 250 bin çocuk istismara uğradı. TÜİK'in 2019 verilerine göre ise güvenlik birimlerine suç mağduru olarak gelen 206 bin 498 çocuğun yüzde 15,2'si cinsel suçlardan mağdur oldu.

2018 yılında düzenlenen bir rapora göre de 2002'den bu yana 18 yaşın altında 440 bin çocuk doğum yaptı. Aynı rapora göre, 15 yaşın altında cinsel istismara uğrayarak doğum yapan çocuk sayısı ise 15 bin 937 olarak kayıtlara geçti.

Görüldüğü gibi çocuklara karşı cinsel suçlar konusunda da karnemiz iyi değil. The Economist'in topladığı verilere göre, çocuklara yönelik cinsel istismar ve cinsel suçların engellenmesine yönelik raporda, Türkiye'nin notu 100 üzerinden 56,7 olarak belirlenmiş.

LANZAROTE SÖZLEŞMESİ

Avrupa Konseyi "Çocukların Cinsel Sömürü ve Cinsel İstismara Karşı Korunması Sözleşmesi'ni çocukları korumak için düzenlemiş. Bu sözleşme İspanyanın Lanzarote Adası'nda imzalandığı için "Lanzarote Sözleşmesi" adını almış. Bu sözleşme dolayısıyla Lanzarote adını öğrendik. Mimarı olduğumuz İstanbul Sözleşmesi'de; İstanbul'da imzalandığı için ismini İstanbul'dan almıştı. Ve dünyanın her yerinde üniversitelerde, panellerde, kadın haklarıyla ilgili toplantılarda bu isim İstanbul'u tanıtıyordu. Ve biz bu sözleşmeden çıktık!

Avrupa Konseyi, 25 Ekim 2007 tarihinde imzaya açtı. Türkiye'de ise 10 Eylül 2011'de yürürlüğe girdi. Bu sözleşme ile cinsel istismar suçu tanımlandı ve cinsel istismar suç sayıldı.

Sözleşmenin, cinsel sömürü ve cinsel istismar oluşturan davranışları tanımlayan 18-23 maddelerinde, çocukları cinsel istismar ve sömürüden korumak amacıyla dünyadaki en yüksek yasal standartlar açık ve anlaşılır bir şekilde tanımlandı. Çocuk istismarı ve ihmalinin pek çok türü ve biçimi olduğu; çocukluk çağında maruz kalınan cinsel istismar ve suistimalin yaşam boyu sürebilecek büyük bedeller ödeten ağır bir istismar olduğu açık bir dille anlatıldı.

TÜİK' in verdiği rakamlara göre, Türkiye'de çocuğa yönelik istismar halen büyük bir sorun ve canımızı yakıyor ve buna rağmen zaman zaman çocuk istismarcılarına af getirilmesi ve çocukların zorla evlendirmelerinin yasallaştırılmasını konuşuyor!

Çocuk yaşta evlendirme, çocuk cinsel istismarıdır. Dini nikah yapılması bu evlilikleri yasallaştırmaz. Bu evlilikleri görmezden gelen sorumlular cezalandırılmalıdır.

Kadın cinayetlerinde olduğu gibi çocuk istismar suçlarında da suçlular bazen cezasız bırakılmaktadır. Bu uygulama Lanzarote Sözleşmesi'nin 24. maddesine aykırıdır. Çünkü sözleşmenin 24. Maddesine göre suça yardım ve yataklık edenler ya da suça teşebbüs edenlerin suçun ciddiyeti göz önüne alınarak, etkili, orantılı ve özgürlüklerin kısıtlanmasını içeren cezaları da kapsayacak caydırıcı yaptırımlarla cezalandırılması gerekmektedir.

Çocuk cinsel istismar ve sömürüsünün önlenmesi için devletlere pozitif yükümlülükler yükleyen Lanzarote Sözleşmesi'nin sonu İstanbul Sözleşmesi gibi olmamalı, çocuk istismarı önlenmeli, istismara uğrayan çocuklar korunmalı, suçlular cezalandırılmalı ve tüm bunlar için çözüm sağlayan politikalar geliştirilmelidir.