Merhaba dostlarım.

Çağımızın en büyük sorunu ile karşınıza geldim. İletişim problemi. İnsanların çoğu dert edinmeleri, kırılmaları, ruhsal zarar görmeleri daima iletişimsizlikten kaynaklanıyor.

Şimdi diyeceksiniz ki çağımız teknoloji çağı nasıl iletişimsiz kalıyoruz? İnstagram, facebook, twitter gibi sosyal medya platformlarından iletişiyoruz diyeceksiniz. Aslında işin iç yüzü öyle değil. Sosyal medya da ne kadar göstermek istiyorsa insan o kadarı var. Fazlası ya da eksiği yok.

Bir sorun hissettiğimizde kaçımız soruyor karşımızdaki insana “benimle ilgili bir problem mi var?” diye. Ya da “ben buna alındım hayırdır bir sorun mu var?” Hatta “ne oldu bir sıkıntı mı var?” diye kaç kişi soruyor. Bir elin parmaklarını geçmez. Çünkü tavırlarımız, davranışlarımız düşüncelerimizi hemen belli edebiliyor aslında. Nedenini, niçinini sormadan yargılamak huy oldu bizde.

Canan bir söz paylaşmış yine bir şeyler oluyor deyip dedikodu yapmak daha kolay çünkü. Beğendiğim özü olan sözleri inanın paylaşamaz duruma geldim. Aman biri alınmasın, aman biri kırılmasın diye diye kendimizden taviz veren insanlara dönüştük. Çok sevdiğim dostlarım da aynı dertten muzdarip. Mesela onlar yazsa bir şeyler hemen sorarım “hayırdır bir şey mi oldu” diye. Böyle anlar çok kıymetli. Dostluğu ve arkadaşlığı pekiştirir. Laf lafı açar, konuşulur varsa bir dert çözüme bile kavuşur. Ne demişler insanlar konuşa konuşa ama günümüzde sadece insanlar stolk yapa yapa oldu bu durum.

Özel bir gün geçireceğimiz zaman tüm sosyal medya hesapları takip edilir, iş geçtikten sonra tekrar sessize alınır. Unutmayın ama bu çağda artık kimse saf değil. Her şeyin farkında. Merak ediyorsan iletişim kur, yaklaş, konuş. Merak etmiyorsan tamamen bağını kes, muhatap olma, bakma ve görme. Ama yok biz Türklerdeki merak duygusu son derece önemli. Hem her şeyden haberim olsun hem de bunu kimse anlamasın diye diye iletişimsizlikten ve hasetten kırılıyoruz resmen. Hayrola artık.

Bu arada “stolk” nedir ona da bir açıklama getirmek istiyorum. Merak ettiğimiz kişinin sosyal medya hesaplarını incelemek, analiz etmek, gizliden bakmak diyebilirim. Çağımızın en kötü hastalıklarından biri. Neden derseniz ben birini merak ediyorsam mesaj atarım veya ararım. Sevdiklerimi şüpheye düşürmem. Ama ne yazık ki çoğu kişi bu işi gizliden yapmayı tercih ediyor. Aslında tercih de değil değersizlik ve eziklik. Kendini değersiz hisseden, sevilmeye layık olmadığını düşünenler bu yola başvuruyor.

İşin özü şu aslında, geçmişten gelen özgüven eksikliği. Bunun yerini hiçbir şey maalesef ki dolduramıyor. Böyle olunca da iletişim problemi olması kaçınılmaz tabi ki. Çözümü sadece bizde. Kendimizin ne kadar çok bilincinde olup, kendimizi tanırsak çözümü de kolay olur. Bir sorun çıkarmadan önce kendinize bakın, içinize bakın yani özünüze. “Ben bu durumda ne hissediyorum” diye kendinize sorun. Cevaplar sizi doğru yola götürecektir mutlaka.

Bu haftalık benden bu kadar.

Haftaya görüşmek dileği ile hoşça ve sağlıkla kalın.