“Mademki insanı biçimlendiren yaşadığı koşullar ise,öyleyse  koşullar en insanı şekilde biçimlenmelidir.” KARL MARX

DAHA ÖNCEDE BELİRTTİĞİM GİBİ;” HEKİM SADECE HASTAYI MUAYENE EDİP REÇETE VEREN KİŞİ DEĞİLDİR.”HEKİM AYNI ZAMANDA TOPLUM SORUNLARINI KENDİNE DERT EDİNİP, ONU SAĞALTMAYA ÇALIŞAN,HİPOKRAT YEMİNİNE SADIK AKTİVİSTTİR.”

 Hekim ve kadın cinayetlerinin yanısıra, toplumun kanayan yaralarında birisi, Koruyucu Hekimliğin en önemli ögesi olan İş Sağlığı ve Güvenliği (İSG) ile onun ilkelerine uyulmamasından kaynaklanan “İşçi Cinayetlerini” bir hekim olarak yazıp, toplumu bilinçlendirmek boynumuzun borcudur. Bu böyle biline!

Sevgili gazeteci kardeşim Aziz Muhammet Ulubaş ve arkadaşlarına bu konudaki istatistiki sayısal desteklerinden dolayı ne kadar teşekkür etsem azdır.

Türkiye’de işçi ölümlerinin ardı arkası kesilmiyor. En son işte 41 işçiye mezar olan AMASRA. Ama Amasra’nın öncesi var bu ülkede. Türkiye’de her ay onlarca yüzlerce işçi ölüyor. İş Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi (İSİG) sadece eylül ayında Türkiye’de 157 işçinin öldüğünü raporladı. Sadece Eylül ayı olsa yine iyi! Bakınız Ocak ayında 120, Şubat’ta 109, Mart’ta 122, Nisan’da 129, Mayıs’ta 176, Haziran’da 189, Temmuz’da 171, Ağustos’ta 186 işçi öldü.

İSİG tabloyu daha da vahimleştiren görüntüyü gözler önüne sermiş. 4-8 yaş aralığındaki çocuklar mendil satarak, çobanlık yaparak, tarım sektöründe çalışarak gelir elde ediyor. Bakıma muhtaç oldukları halde bunu yapmak zorunda kalıyorlar. Sadece onlar da değil! 12-14 yaşlarındaki çocuklar inşaatlarda, sanayide, hizmet sektöründe kayıt dışı olarak çalıştırılıyor. 18-27 yaş aralığındaki gençler güvencesiz ve endişeli oldukları, gelecek göremedikleri için; yıllarca dirsek çürüttükleri mesleklerini yapmak yerine inşaatlarda, sanayilerde, hizmet sektörlerinde çalışmak zorunda bırakılıyorlar. Üstelik asgari ücretle çalışıyorlar. Kim bilir bunların kaç tanesi kayıt dışı? Daha göçmenlere girmiyoruz bile. Meraklanmayın o dosyayı da yakınlarda aksilik olmazsa açıp, gözler önüne sereceğiz.

İstanbul’da yılın ilk 9 ayında 187, İzmir’de 60, Muğla’da 44, Antalya ve Bursa’da 43, Denizli ve Gaziantep’te 41, Kocaeli ve Mersin’de 40 emekçi öldü. Ölenlerin yüzde 97’si sendikasız; yüzde 86’sı memur veya işçi idi. Yazık ki ne yazık!

“Hekim, Kadın,İşçi, Çocuk ve Yoksulların” cinayetlerini yazmak bizlere ağır gelse de, olanak oldukça yazmaya devam edeceğiz.

Yazımızı yine asıl adı Muammer Badem olan Aşık Özlemi’nin  acıklı bir Amasya türküsü ile bitirelim. Ülkemizin önemli kanayan yaralarından biri olan “Trafik Cinayetleri” ve onun kurbanı olan  Aşık Özlemi’yi de maalesef 2014 yılında İstanbul da kaybettik. Onun anısına DEĞME FELEK Türküsünden bir bölümü aktarıyorum. Işıklar içinde yatsın. GÖZLERİMİZ YAŞLI İÇİMİZ KAN AĞLIYOR.

Özlemiyem Başım Dumanlı Dağlar

Gözlerim Yaşlıda İçim Kan Ağlar

Güz Ayları Geldi Bozuldu Bağlar

Hazan Yeli Değdi Gülüme Benim

Değme Felek Değme Gülüme Benim

Sevgilerimle…