Büyüklerimizin dediği gibi kavun ‘un  iki başına basarak veya kokusundan dolayı satın almaya karar verirler. Bir kavun dilimini elimize aldığımızda, lezzetinden önce , içine yerleştirilmiş güzel  kokusu büyüler bizi. Bu koku, kavunun etrafa yaydığı moleküllerden başka bir şey değildir. Kokusunu alabildiğimiz her  nesne etrafa buhar şeklindeki koku moleküllerini yayar. ‘’kokusunu  alabildiğimiz’’ diyoruz çünkü her maddenin kokusunu alamıyoruz. Mesela buharlaşmayan bir madde olan çelik, bir koku yaymaz etrafına. Havalar sıcakken çiçeklerin kokusunun bize daha kolay ulaşmasının nedeni de bu buharlaşma olayıdır. Burnumuz koku molekülleriyle, posta pulu büyüklüğündeki özel dokular aracılığıyla temasa geçer. Bir kavunun yüzeyinden buharlaşıp havada uçarak burnumuza ulaşan moleküllerin hedef tahtası bu dokulardır. Beynin biraz  aşağısında bulunan bu dokuların  yüzeyinde , tüy şeklinde koku alıcılar bulunur. Bu alıcı hücrelerin her biri, koku molekülünün belli bir bölümüyle temas eder. Bu şekilde toplanan bilgiler beyne iletilir. Böylelikle bizim yüzlerce kelimeyle ifade edebildiğimiz koku alma mucizesi saniyeden daha az bir sürede tamamlanır. Kavunu satarken seçmek marifet işidir.  Kavun vücuda faydalı bir meyvedir.