TATLI FINDIKTA, ACI GERÇEK;

GÜRCİSTAN KOPTU GELİYOR

 

Fındıkta öyle şeyler olup bitiyor ki, öyle sözler söyleniyor ki;

"Oy fındığım fındığım,

Nedir senden çektiğim" diye ızdırabımı dile getirecek bir türkü çığırmak istiyorum.

Ama görüyorum ki, çığırmada bana "nal toplatacak" kadar gözünü yuman, ağzını da hiç kapanmayacak şekilde açanlar ortalıkta, hele hele gazete sayfalarında cirit atıyorlar.

*

Kimler mi? Şube başkalarından tutun da genel başkanlarına kadar oday-ı ziraatçiler..

Alım satımda, pozisyonuna göre mevzilenmiş ticaret erbabı..

Neferinden genel başkanına kadar siyaset icra edenler..

Fındık yokluğunun yaşandığı bir yılda, daldan tek ürün toplamayan yüz binlerce üretici var iken, "Üretici altın yılını yaşıyor" diye manşet atacak kadar para kazanmadan bi haber gazeteciler..

*

Yazdıklarımızı lâfta bırakmayıp, söylenen ve yaşananlar üzerinden örneklemek yapmada fayda var.

*

Birincisi, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun, fındığın fiyatının halâ yurt dışından belirlendiği türünden ifadeleri.. Hamburg borsasını hatırlatan söylemleri.. Yani her şey yurt içinde üretici-alıcı arasında oluşurken, halâ bu işin fi tarihindeki uygulamalara taşınması.. Yok artık böyle bir şey.. Her şey burada Türkiye'de olup bitiyor. Tabiidir ki, yurt dışından gelen fındık talebi de etken bir faktör.. Ama bu zaten eşyanın tabiatında var.

*

İkincisine, yine Sayın Kılıçdaroğlu'nun, "Fındığın Sakarya ovasında ne işi var?" siteminden bakalım. Doğudan bakınca doğrudur. Ama, devlet fındığın ana bölgesi olan Doğu Karadeniz'de üretim her geçen yıl azalırken (dekarda 150-200 kilodan bugünkü 80-90 kiloya düşerken) desteklemeyi ürüne değil, araziye verirse, tabii ki Ordu, Giresun, Trabzon'daki Temel ağa aşağı yatar, Sakarya, Düzce'deki daha çok eker, daha çok üretir, daha çok kazanır. Hem topraktan, hem daldan..

TZOB Başkanı Şemsi Bayraktar da çıkar der ki; "Bakanla görüştük. Alan bazlı destek 2015'den sonra da devam edecek."

Bu ne demektir bilir misiniz? Doğu Karadeniz'de üretim önümüzdeki yıllarda 50-60 kiloya düşecek, Sakarya'da üretim ise arttıkça artacak.

Yani, "yan gel yat Osman" denilerek hazır para verilenler, alanlar bir süre sonra hiç ama hiç fındık üretmeyecek, üretemeyecek. Bu nasıl ziraatçı mantığıdır? Bu nasıl devlet mantığıdır? Dahası, bu nasıl insan mantığıdır? Ki, bunlara ilgili bakan da itibar ediyor, "Bende alan bazlı düşünüyorum" diyor.

*

Siz, böyle düşünmeye, söylemeye ve icraat yapmaya devam edin. Daha dün Gürcistan'da idik. Fındık bahçeleri artıyor, fabrikalara birer birer kuruluyor.

Bizdeki, üreticiler de yan gelip yatmaya devam etsinler. Ziraat Odalarının temsilcileri nutuk atmayı sürdürsünler.. Devlet-i Ali'yeyi yönetenlerde başka hesaplar uğruna hazineden para dağıtmaya devam etsinler. Kamuoyu adına görev yapan basın-yayın da, yüksek perdeden başlıklar atmaktan vazgeçmesinler.

Anlayacağınız, çok az kısım hariç büyük çoğunluk, "Fındıkta Türkiye'yi vazgeçilemez sanmaya" devam etsinler. Elin oğlu, "atı aldı Üsküdar'ı geçti." Sakarya ovasını aştı, Doğu Karadeniz'de uykuya yatmış üreticilerinin yanından kıvrılıp, verimli Gürcistan topraklarına el attı.

*

İsyanımız depreşti yine, ama devam edelim. Kaldığımız yerden.

*

Gürcilerin üretimleri ne kadar mı? Vallahi, uğradığımız sanayiciler, bu yıl için üreticiler değişik rakamlar verdi.Kimisi "70-80 bin", kimisi "50-60 bin", kimisi de "40-45 bin" dedi.

Ama hiç biri, bizdeki yetkili ve ilgililerin "Azerbaycan ile Gürcistan'ın üretimi bu yıl 30-35 bin ton civarında" ifadelerinin yanından bile geçmedi.

Bizim Trabzon Ticaret Borsası meclis üyelerinin büyük kısmı da dahil olmak üzere..

Hangisi doğru?  Benim işim söylenenleri, tespitlerimi aktarmak. Gürcistanlıların söyledikleri belki çok. Ama bizdekilerin tahmini ile arasında bu kadar fark olamaz, olmamalı. Yani bir başka ifadeyle, "Bu kadar yalan da olmaz."