28 Eylül Dünya Kuduz Günü nedeni ile sizlere ülkemizin önemli sorunlarından biri olan KUDUZ ŞÜPHELİ ISIRIKLARDAN bahsedeceğim. Önemli iş, güç, can, mal ve ekonomik kayıplara yol açan bu sorunu güncel bilgilere ışığında anlatmaya çalışacağım. Ayrıca KLİMİK DERNEĞİMİZ bu konuda önemli bir açıklama yaptmış. Gelin bu duyuruyu öncelikle okuyalım.

“Kuduz, bilinen en eski zoonozlardan birisidir ve dünyanın pek çok ülkesinde hâlâ önemli bir sağlık sorunudur. Dünya üzerinde Antarktika dışında her kıtadaki insan ve hayvanlar için kuduza yakalanma tehlikesi vardır.

28 Eylül 1895 kuduz aşısını ilk kez bir insana uygulayan Louis Pasteur (1822-1895)’ün ölüm tarihidir. Dünya Kuduz Günü ilk kez 28 Eylül 2007’de Küresel Kuduz Kontrolü Birliği (GARC) ve Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi (CDC)’nin öncülüğünde, Dünya Sağlık Örgütü (WHO), Dünya Hayvan Sağlığı Örgütü (OIE) ve Pan Amerikan Sağlık Örgütü (PAHO/AMRO)’nün destekleriyle düzenlenmiştir. Böyle bir günün ayrılmasının amacı, kuduzun insan ve hayvan sağlığı üzerindeki etkilerine dikkat çekmek; kuduzdan korunmanın, hayvanlardaki ve insanlardaki hastalığın önlenmesinin ve eliminasyonunun küresel önemine ilişkin farkındalığı artırmaktır.

Dünya Kuduz Günü’nü kuduzdan uzak, sağlıklı bir dünya için birlikte mücadele adına anmak isteriz.

Kuduz, evcil ve vahşi hayvanlar tarafından bulaştırılan, hastalığın belirtilerinden herhangi biri geliştiğinde mortalite (ölüm) ile sonuçlanan, zoonotik (hayvanlardan insanlara geçen), viral bir merkezi sinir sistemi enfeksiyonudur. Kuduz virüsü; Rhabdoviridae ailesinde yer alan, Lyssavirüs cinsinden bir virüstür.

Hastalık en sık köpekler ve kedilerden bulaşır. Gelişmiş ülkelerde yarasa gibi çok farklı hayvan türlerinden, vahşi hayvanlardan (kurt, çakal, tilki ) da bulaştığı gözlenmiştir.

Kuduz aşısının bulunduğu tarihten bu yana geçen süreçte, hastalığın kontrolü ve önlenmesi daha kolaylaşmış, buna rağmen hastalık gelişip ilerledikten sonra, oluşan dramatik ve ağır tablo nedeniyle, hala endişe, korku ve çaresizlikle, bizlerin elini ayağını bağlayan bir sorun olarak devam etmektedir. Ülkemizde kuduz hastalığı önemli bir toplum sağlığı sorunu olup, oluşturduğu ekonomik ve sosyal kayıpları ile ciddiyetini yitirmeyen en medyatik enfeksiyon hastalığıdır. Özellikle sokak köpeği kaynaklı kuduz hastalığı riski, hastalığın kontrolünü, önlenmesini ve korunulmasını oldukça zorlaştırmaktadır. Türkiye’de yılda yaklaşık 100 binin üzerinde şüpheli ısırık olgusunun olduğu göz önüne alındığında, korunmaya yönelik önlemlerin (aşı, anti serum ve eğitim) ekonomik yükünün, oldukça fazla olduğu da ayrı bir gerçektir.

Kuduz hastalığı, et yiyen hayvanların genellikle tükürük bezlerinde bulunan, çoğunlukla salyadan yaraya geçen, bu yolla kendini gösteren, bir “Rhabdo Virüs Ansefalitidir (beyin iltihabı).” Tüm sıcakkanlı hayvanlar var kuduz virüsü ile enfekte (bulaş) olabilirler. Ancak her hayvan, kuduz virüsüne karşı aynı oranda duyarlı değildir. Köpekler, dünyanın hala pek çok yöresinde, özellikle gelişmemiş ve gelişmekte olan ülkelerde, kuduzun bulaşmasındaki en önemli ve en riskli aracı hayvandır. Etkeni ve patogenezi (hastalığın esas ve gelişimi) belirlenip, tanımlanmış olmasına rağmen, kuduz; bugün için de öldürücü bir hastalıktır.

Hastalığın rezervuarı olarak pek çok vahşi ve evcil hayvan sayılabilmektedir. Ancak dünya genelinde en önemli rezervuar hayvanlar daha önceden bahsettiğimiz gibi köpekler ve kedilerdir. Bunun yanında vahşi hayvan ısırıkları da her zaman kuduz riski taşır. Kuduz ABD’de bazı özgün yarasa türlerini barındıran mağaraları ziyaret edenlere hava yoluyla da bulaşabilmektedir

Kuduz hastalığının mortalitesinin (ölümcüllüğünün) çok yüksek olması nedeniyle, korunma veya enfeksiyonun hastalık etkeni ile karşılaşmayı takiben durdurulması, çok büyük önem taşımaktadır. Veteriner, hayvan bakıcısı, hayvan laboratuvarı personeli, kuduz laboratuvarında çalışanlar vb. gibi kuduz yönünden yüksek risk oluşturan işlerde çalışanlara, temas öncesi proflaksi (hastalığı önlemek için yapılan aşı), kuduz şüpheli ısırık ve temas durumlarında ise temas sonrası proflaksi önerilmektedir. Kuduz şüpheli ısırık olgularının en kısa zamanda korunma ve tedavi amacı ile “KUDUZ AŞI BİRİMİ” OLAN BİR MERKEZE BAŞVURMALARI ÇOK ÖNEMLİ OLUP, BU BİRİMLERDE GENELLİKLE İNSAN KAYNAKLI SERUM VE AŞI UYGULAMALARI YAPILMAKTADIR.

Önemli bir toplum sağlığı sorunu olan kuduz konusunda çözüm; Başıboş gezen kedi ve köpeklerin kontrolü, denetlenmesi ve kayıt altına alınması, üremelerinin planlanmasıdır. Sağlık Bakanlığı, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Belediyeler ve Sivil Toplum Örgütlerinin el ele verdiği,”Koruyucu Hekimlik” çerçevesinde işbirliği yapıp, eşgüdüme gitmeleri ve Hayvan Hakları kapsamında bu hayvanlara gereken özenin gösterilmesi, ilkokuldan başlayarak hayvan ve doğa sevgisinin aşılanmasını vurgulamakta yarar vardır. Sözümüzü Özgür Kaya’nın kaynaklık ettiği, Yücel Paşmakçı ustamızın derlediği güzel bir Burdur türküsü ile bitirelim. Kedi köpek ısırığı diye küçümsemeyin. Amanın ihmale gelmez.

Erik Dalı Gevrektir

Erik Dalı Gevrektir

Amanın Basmaya Gelmez

Haydi Basmaya Gelmez

Sevgilerimle…