Herkese merhaba!

Umarım iyisinizdir. Bugün sizlere kutlamalardan bahsetmek istiyorum. Evet yanlış okumuyorsunuz kutlamalar. Kutlama derken öyle elli altmış kişinin bir araya gelip parti yaptığı olaylar değil benim bahsettiğim. Daha mütevazi daha sade olanlardan.

Biz bu hayatta neleri kutlamaya değer görüyoruz? Yaşam alanımızda kutlanacak neler oluyor?

Yaşam alanı ya da konfor alanı dediğimiz yer tamamen kendine münhasır, içerisine kimseyi sokmadığımız ve kendimizin de oradan çıkmayı pek sevmediğimiz alandır. Mesela ben evimin mutfağında rahat ediyorum. Ve bana terapi gibi geliyor orası. Kitaplarımı orada okumayı tercih ediyorum. Çünkü çayım bittiğinde diğer odalardan yenisini doldurmaya gelmek yerine elimin altında olması benim için daha ulaşılabilir ve pratik. Yemek yaparken zırt pırt salona gidip gelmektense alıyorum örgümü hem pişmesini kontrol ediyorum hem örüyorum. Bu yazarken de değişmiyor. Benim için mutfak masası vazgeçilmezim olmuş meğerse. Alıyorum bilgisayarımı, kulağımda kulaklık, koyuluveriyorum yazmaya...

Şu an bu yazıyı salonda, laptopum kucağımda yazmaya çalışıyorum. Neden? Rutinlerimi değiştirerek hayatımı farklı kılmaya çalışıyorum. Bunun gibi daha farklı yapmaya çalıştığım birkaç şey daha var. Mesele çok öncelerden, ilk yazma serüvenlerimde önce müsvedde deftere yazar sonra bilgisayar ortamına aktarırdım. Son dört beş yıldır direk bilgisayara yazıp gönderiyordum. Üç dört gündür notlarımı, hikayelerimi yine müsvedde defterlere yazmaya başladım. Bu benim kâğıdı ve kalemi ne kadar sevdiğimi, yazmak deyince bu ikilinin aklıma gelmesini ve faaliyete geçmeyi anımsatıyor. İşin özü mutlu oluyorum dokunarak bir şey ürettiğim zaman.

Dedim ki kutlamalar!

Doğum günleri, yeni yıl, anneler- babalar günü, evlilik yıldönümü ve belki de tanışma yıldönümü. Her sene aynı tarihlerde olan bu kutlamalardan ben sıkılmaya başladım. Son iki senedir bu özel günleri bir gün önceden kutlamaya başladım. Hem beklenmedik anda gelen sürprizler daha mutlu ediyor insanı. Yani bu da bir konfor alanından çıkmadır aslında. Rutinleri değiştiriyoruz. Her zaman ki davranışlarımızı değiştiriyoruz. Ve ben bu şekilde kendimi daha mutlu hissediyorum.

Pekâlâ bu özel günler dışında neyi kutluyorum?

Aldığım nefesi, yaşadığım zamanı, sahip olduğum kişilerin varlıklarını, güzelliği, iyi niyeti ve kendimi affettiğim durumları. Bu saydıklarım daha çok uzar. Öyle kalabalık partiler, kutlamalar mı yapıyorum? Tabi ki hayır. Hatta ben kutlama yaparken eşim bile fark etmez. Bu gizliliğinden değil, içimde olan olayları benden başkasının bilemeyecek oluşundadır.

Peki nasıl oluyor da bu kadar gizli kutlamalar var?

Yaptığım ve sonucundan memnun olduğum bir durum var ise hemen bir Türk kahvesi pişiriyorum. Ama öyle yalapşap fincana koy, iki yudumda iç cinsinden değil. Beni instagramdan takip edenler bilirler ki kahve kültürümü genişletiyorum. Mesela genelde makine ile yapıyorsam kahvemi bir şey kutlayacaksam cezve koyuyorum ocağa. Kısık ateşte ağır ağır karıştırarak pişiriyorum. Son iki ayda kendime on adete yakın farklı modellerdden fincan aldım kendime. Ruh halime göre birini seçip koyuyorum içerisine kahvemi. Yanına ikramlığı, suyu derken bir güzel el boyaması tepsiler yaptım. Üzerine koyuyorum yanına bir çiçek. Kendime özeniyorum ve bu beni aşırı mutlu etmeye başladı. Kahvemi öyle holdurhop içmiyorum. Ağır ağır sakince ve üzerinde düşünerek. Kokusunu, sıcaklığını ve tadını özümseyerek içiyorum. Üzerimdeki etkisini düşünerek, zevkini almaya çalışıyorum. Ve ben bu şekilde kendime küçük kutlamalar yapmaya başladım.

Her sabah rutinimden erken kalkmış oluyorsam eğer kendime ödül verip cilt maskesi yapıyorum. Yüz hatlarımı inceliyorum. Yaş aldıkça nasıl değişiyorum ve bu değişime ne derece katılıyorum, seviyorum ve beğeniyorum? Düşüncelerle ve davranışlarımla kendimi mutlu edebiliyorum. Neden yapıyorum bunu? Çünkü bir kadın mutlu olmazsa etrafındakileri de mutlu edemez. Örneğin eşini, çocuklarını ya da ailesini...

Nevi şahsıma münhasır değilim tabi ki! Eşime ve kızlarıma da yapıyorum bu tarz kutlamalar ama onlar bunu fark etmiyorlar. Mesela günlük değil de özel yemek takımı sofraya koyar, masayı enfes süslersem bil ki bir şey kutluyorumdur. Eşime özenmişimdir ve bu beni aşırı mutlu etmiştir. Bilmeden onun üzerinde de ılımlı ve olumlu bir etki bırakıyorumdur. Birlikte geçirdiğimiz vakitleri daha konforlu olması için ilgi gösteriyorumdur. Bu sadece yemekle değil. Beraber çay içerken kullandığın bardaklara, çerezleri koyduğun tabaklara hatta değişik bir lezzet deneyip tattırmaya kadar gidiyor iş.

Bu saydıklarım gibi daha rutinimi değiştirmeye çalıştığım birçok olay var. İlerleyen haftalarda ikişer üçer adet olmak üzere size yazarım. Sizde deneyimleyerek yahut gidiş yolunu kendinize uyarlayarak ufak kutlamalar yapabilirsiniz.

Konfor alanınızdan çıkarak, etrafınızda gelişen olayları süzgecinizden geçirebilirsiniz. Bakın orada kutlanacak ne kadar çok şey var. Mesela hala nefes alabiliyor ve yaşıyoruz. Buna ne kadar şükretsek azdır. Sağlığımızın kıymetini bilmek çok zor değil. Ve “çok şükür” demekte...

Bol kutlamalı bir haftamız olsun. Sağlıkla ve hoşça kalmanız dileğimle...