İzmit Körfez geçişi asma köprüsünün yapımı sırasında 'Catwalk' olarak bilinen halatın kopmasından kendisini sorumlu tutan Japon mühendis 51 yaşındaki Kishi Ryoichi intihar etti. Cesedi Yalova'nın Altınova İlçesindeki mezarlık girişinde bulunan mühendisin intiharıyla ilgili not bıraktığı belirtildi.

İspanya Genel Kurmay Başkanı General Villaroya, koronavirüs aşılama protokolünü çiğneyerek kendisine erken aşı yaptırması üzerine gelen baskıların ardından istifa etti. General 45 yıllık kariyer sahibiydi.

Devletin kendisine zimmetlediği cep telefonuyla haber vermeden tatile gitmek, Norveç Balıkçılık Bakanı Per Sandberg'i koltuğundan etti. Kız arkadaşıyla birlikte İran tatiline giden Bakan Sandberg, devletin kendisine tahsis ettiği telefonu haber vermeden yurt dışında kullandığı için eleştiri oklarının hedefi oldu. Güvenlik ihlali yaptığını kabul eden Sandberg, istifa etti.

Bu ve benzeri haberler bizde görülmez. Çünkü çoğu zaman yolsuzlukların üzerine gidilmez. Bazı olaylar aydınlanmaz, içimizdeki kuşkulara, sorulara cevap alamayız. Örneğin Eski Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan'ın kendi aile şirketi üzerinden bakanlığa piyasanın üzerinde bir fiyata dezenfektan sattığı iddiası ortaya atıldı. Bu iddia doğru veya yanlıştır. Bizim bir yargımız olamaz. Ancak yeteri kadar aydınlandı mı derseniz. Hayır derim çünkü mecliste bir araştırma komisyonu kurulmadı. Bu günlerde mafya-medya-bürokrat-siyaset-iş insanı kapsamında çok önemli iddialar ortaya atılıyor ve tartışılıyor: Eski bakanlar limanlarda akaryakıt kaçakçılığı, eski yöneticilerinin çocukları uyuşturucu kaçakçılığı yapıyor, kamu bankalarından alınan krediler ödenmiyor vs gibi. Ama bu karanlığın üzerindeki perde ne ilgililerce, ne resmi makamlarca kaldırılmıyor ve olaylar aydınlatılmıyor. Yargı da suskun. Günler haftalar geçti halen aylık 10 bin dolar aldığı en yetkili kişi tarafından açıklanan siyasetçinin ismi açıklanmadı!

Medya; yasama-yürütme-yargı erklerinden sonra toplum için kamu görevi yaptığı kabul edilerek 4. güç olarak anılır. Bu nedenle medyanın bağımsız olması zorunludur. Fakat günümüzde bir kısım medya mensuplarının toplum adına kamu görevi yapma, yolsuzlukları ortaya çıkarma, halkın sorunlarına ayna tutma, çıkarlarını savunma, halkı bilinçlendirme, çözüm yolları arama yerine siyasi güçlere sığınarak veya bazı kirli ilişkiler yoluyla kazanç elde etme yolunu seçtiği görülmektedir.

Bir kısım medya mensupları köşe yazılarında yakınlarıyla birlikte ziyafet çektikleri yerleri, turistik yerlerde kaldıkları otelleri, tedavi gördükleri hastaneleri ballandıra ballandıra anlatıyorlar. Şimdi organize suç örgütü lideri olduğu söylenen Sedat Peker, gazeteci Cem Küçük için Paramount Otelinin "beleşçi sakini şu faturanı göster ki Türkiye görsün" diyor. Paramount Otelinin geceliği 50-100 bin lira. Ve Peker "haber yapmak için milletten para almakla" suçluyor o gazeteciyi. Aynı otelde önemli bazı bürokratların da "beleşçi" olarak kaldıkları ileri sürüldü ama her konuda açıklama yapan çevrelerin suskunluğu devam ediyor. Aynı otelde Güneş Gazetesi yazarı Rasim Ozan Kütahyalı'ın da kaldığı iddia edildi ve bu iddiada kısmen doğrulandı.

Medya kendi içinde de "Mafyadan maaş alan gazeteciler" tartışmalarını başlattı. Örneğin Fuat Kozluklu: "1980'lerde Milliyet'ten bir mafya elebaşından çekle para aldığı için atılan 'gazeteci' de Numan Ceyhan. Hangi birini sayayım. Cengiz Semercioğlu, Enver Aysever, Kenan Erçetingöz… Liste uzun. Gerçeklerin açığa çıkmak gibi bir huyu vardır!" diye tweet attı.

Pis kokular çevreye yayıldıkça herkes kirli çamaşırlarını da ortaya atmaya başladı. Şimdi Sedat Peker'le-Süleyman Soylu arasında aracılık yaptığı iddialarına karşı böyle bir şey olmadığını şerefi ve haysiyetini ortaya atarak ileri sürülen, ancak daha sonra bu görüşme hakkında video yayınlanınca iddiaları kabul eden Hadi Özışık, Cem Uzan'ın sahibi olduğu Vodafone Protokolünün, gazeteci Can Ataklının evinde yapıldığını, Cem Uzan hakkında yazı yazmadığını vs. ileri sürüyor.

Elbetteki bu iddiaların hepsi vahim. Ama en vahimlerinden biri Habertürk TV proğram sunucusu Veyis Ateş için ileri sürülüyor. Bu iddiaya göre Ateş hakkında kara para aklama soruşturması yürütülen Sezgin Baran Korkmaz'dan 10 milyon Euro istemiş.

Bu iddiayı önce Sedat Peker ortaya atmıştı. Fakat sonradan Fatih Altaylı ve Sevilay Yılman ayrı ayrı Sezgin Baran Korkmaz'la haberleşerek iddianın adı geçen tarafından doğrulandığını açıkladılar. Şimdi ayrıca, Veyis Ateşin, Kocaeli'de bulunan ENKA Country'de bugünkü değeri 2 milyon 700 bin TL olan evinde verdiği bir "parti" konuşuluyor. Bu partide Habertürk TV'nin yöneticileri ile yazarları da oradaymış. Sedat Peker'in 14 ayar altın rozet dağıttığı etkinliğe de birçok bürokrat, sanatçı ve ünlü katılmıştı.

Bu pis lağım kokuları içinde olması gereken gibi kalemini satmayan medya emekçilerini ayrıca kutluyorum.