Toplumsal gelişmenin motoru ekonomidir. Ekonomik gelişme ile birlikte, sosyal yapıda kırılmalar oluşur. Toplumlar, tarım üretim aşamasından sanayi toplumuna evrimleşiyor. Ufukta bilgi toplumu göründü. Ancak, İslam Alemi geri kalmaktan kurtulamadı. Kurtulacağa da benzemiyor. Zira, 1,7 milyar Müslüman, 125 milyonluk Japonya kadar HASILA üretemiyor.

Neden?

İki önemli neden var. Her ikisi de İslam kaidelerinden kaynaklandı. Birincisi, İslamın felsefi tarafı gelişme ile çatışıyor. İkincisi, Sermaye birikimine engel dini akaidin varlığından kaynaklanıyor. Sırasıyla inceleyelim.

1. İslamiyet ebedi yaşamı ve mutluluğu öbür dünyaya, Ahirete bırakmıştır. Müslüman bu dünyayı geçici bir mekan. İmtihan yeri olarak görüyor. Yaşam tarzını, ahirete göre ayralamış. Yatıyor, kalkıyor dua ve ibadet ile zamanını geçiriyor. Az ile yetinmeyi becermiş, Servet ve sermayenin sahibinin Allah olduğuna iman ediyor.

Yeterli tarımsal üretim, az ile yetinen toplumların statükoya hapsolmasına neden oluyor. Toplum gelişmiyor.

Mezopotomyadan başlayan, Harran Ovasından Filistine inen ve BEREKETLİ AY diye tanımlanan yöre, tarımsal üretim açısından çok verimli topraklara sahiptir. Mısır da öyle. Mısır ve Bereketli ay bölgesinde İslamiyet 1400 yıldan beri egemen. Ancak bu yöre insanları az gelişmişlikten kurtulamadı. Hindistan-Pakistan ve Bengaldeş de aynı kaderi paylaşıyor.

İslamın yaşandığı verimli topraklarda, insanlar, tarımsal üretim aşamasında kaldılar. Verimli topraklarda, bol ürün ve ılımlı iklim sayesinde ''yan gelip yattılar''. Halen de yatıyorlar. Çünkü, Müslüman için mutluluk, bu dünyada değil. Yalancı mekan olan bu dünyada, çok çalışıp çok üretmeye gerek duyulmuyor. ''On dönüm bostan, yan gel yat Osman'' anlayışı kırılamadı. Kırılmıyor.

2. İslam Ülkelerinde sermaye birikmiyor. Sermaye birikmediği zaman, yatırım yapılamaz ve sanayi üretim aşamasına geçilemez. Zira, fabrika ve alt yapı yatırımları için sermaye gerekiyor.

Sermayenin kaynağı tasarruftur. Yani, gelirinden az tüketmektir. Tasarruflar yatırıma gidecek ve sermaye oluşacak, ekonomi gelişecek. Bu ekonomik kural, İslam ülkelerinde işlemiyor. Nedeni, İNFAK HÜKÜMLERİNDEN kaynaklanıyor. Kuran ''İhtiyaçtan fazlasını İNFAK edeceksin'' diyor. İhtiyaçtan fazlası infak edildiği zaman, tasarruf oluşmuyor.

Sermaye birikiminin önündeki ikinci engel ise, İslamın FAİZİ YASAKLAMASINDAN kaynaklanıyor. Faiz yasaklandığı zaman, biriken tasarruflar ülkede kalmıyor. Yüksek faiz veren ülkelere kaçıyor. Nitekim, petrol satışları sayesinde zenginleşen İslam ülkeleri sanayileşemedi. Elde edilen finans kapital, yüksek faiz veren Batı ülkelerine kaçtı. İslam ülkelerinde, sermaye yetersizliği nedeniyle yatırımlar yapılamıyor.

İslam ülkelerinde Tasarruf-Yatırım-Sermaye birikimi kuralı işlemedi. Geri kaldılar. Kural öğrenildi, ama, Batı ile aralarındaki fark çok açıldı. Kapanmıyor.