Geçtiğimiz günlerde Antalya'da düzenlenen Uluslararası Pro-Lisans Antrenör Gelişim Semineri'nde konuşan Beşiktaş teknik direktörü Şenol Güneş'in ''Hep doğruları görmeye çalışıyoruz. Oysa yanlışları görüp onları tekrarlamazsak doğruyu bulmuş oluruz.'' sözleri kulağıma takıldı. Ordu futbolunda da bu modelin uygulanması gerekir. Başarısızlıklar, kendimizi geliştirmek konusunda başarılardan çok daha yardım severdir. Ancak bunu gel de, ders almadan ders verenlerin pek çok alanda iktidar sahibi olduğu bir ülkede anlat. 
Şehirde Orduspor ile ilgili bir fikir, bir atılım konuşulduğunda, 'nasıl ileriye gidebiliriz, yardımcı olabiliriz' sorusu yerine 'boşuna uğraşmayın bu da yapamaz' mantıksızlığı ön planda. Yaratılan algı sanki Türkiye'de sadece Orduspor'un borcu varmış gibi ! Borç konusunda Türkiye zaten almış başını gidiyor. Türk futbolu ile özdeşleşmiş 'Acil başarı, hemen şimdi'' geleneği bütün bakın tekrar yazıyorum bütün kulüpleri borç batağına sürükledi.
Bir kaç kişinin tepkisine rağmen Orduspor'da yapılan Olağanüstü Genel Kurul sonrasında Başkanlık görevine kimsenin tanımadığı genç, dinamik bir isim geldi. Herkes soruyor kim bu diye. İsme gerek yok, herkesin Orduspor arması altında birleşmesi lazım. Bu şehir Orduspor'suz olmaz !
Batı Almanya Milli Takımını kuran ve yöneten Sepp Herberger'in hak sahibi olduğu ''top yuvarlaktır'' ve ''maç 90 dakikadır'' özdeyişleri akıllarda halen var olmakta. Ne yapacağını bilen 11 adam, ne yağacağını şaşırmış şehri baştan yaratabilir. Nasıl son sırada olan takımı hemen küme düşürdüyseniz, şampiyonluğa oynayan takımda o kupaya lig bittiğinde uzaktan bakabilir !
Öfkemiz durmadan konuşanlara ya da hiç sesini çıkarmayanlara değil, takımın galip gelip ya da kaybedişine de değil; herkesin sevda beslediği o amatör ruhu kirletenlere, şehri maneviyat duygusuyla iki farklı cephede düşmanmış gibi ayıranlara, toprak ve yeşil zemin fark etmez sahanın tozunu yutmadan, paraları var diye takım yönetenlere. Pardon yönetemeyenlere. !