1. Var olan her şeyin zıttı olmalıdır. Bir olgunun zıttı yoksa kendisi de yoktur. Örneğin, insan doğal olarak kadın-erkek şeklinde biyolojik zıtlık taşır. Herkes erkek, ya da kadın olamaz. Olursa insanlık sonlanır. Herkesin güzel olduğu bir toplumda çirkinlik söz konusu dahi olmaz.

2. Her şey değişir. 1967 yılında İstanbula geldiğim zaman, İstanbul Şişlide bitiyordu. Değişim o kadar güçlü ki, insanın hafsalası almıyor. Değişim sosyo-ekonomik ve biyolojik her konuyu kapsıyor. Değişmeyen tek şey değişimin kendisidir.

3. Hiç bir şey mükemmel değil. Bilimsel bilgiler dahi belirsizlik kat sayısı taşıyor. Yıkılmaz köprü yapılamıyor. Düşmez uçak üretilemiyor. Mühendislerin görevi, belirsizlik kat sayısını aza indirmekten geçiyor.Ekonomi biliminde belirsizlik kat sayısı çok yüksek. Bu nedenle, ortalık ekonomi cahilinden geçilmiyor.

4. Her şeyin mekan ve zaman sınırı var. İnsan belli bir uzunluktan sonra büyümüyor. Belli bir yaşam zamanı var. Daha fazla yaşayamıyor. Zaman ve mekan limiti aşılamıyor. Aşıldığı taktirde farklı sonuçlar ortaya çıkıyor. Örneğin dünyadaki yer çekimi ayda yok. Doğal yasalar dahi, belli limitler dahilinde geçerliliğini sürdürüyor.

5. Görünen ve algılanan her şeyin bir işlevi var. Işığın olduğu yerde göz olacaktır. Denizin ışık gitmeyen derinliklerinde, canlıların sonar ile gördükleri anlaşıldı. Sesi daha iyi algılamak için kulak gerekiyor. İhtiyaç ortadan kalkmış ise organ dumura uğruyor. Örneğin Apandistin, ne işe yaradığı bilinmiyor. İhtiyaç uzuv yaratıyor. İşlevi bilindiği zaman, sorun çözülüyor.

6. Her şey çürüyor. İnsan yaşlanıyor. Evler eskiyor. Yollar yıpranıyor. Metaller dahi yoruluyor. Zaman her şeyi çürütüyor. En kötüsü sosyo-ekonomik yapıda gerçekleşiyor. Ekonomik çürüme kendini enflasyon olarak gösteriyor. Sosyal çürüme, bireyin topluma olan saygısının azalması ile somutlaşıyor. İnsanın, insana saygısının kaybolduğu bir dünya düzeni geliyor.

7. Zaman her şeyin sonunu getiriyor. İnsan, yaşadıkça ölüme yaklaşıyor. Güneş dahi mutlak sona doğru gidiyor. En büyük düşman zaman tanrısı kronos. Kronos, kendisinden başka hiç bir şeyi düşünmüyor. Organizma doğum ile kendini yeniliyor. Kronos ile mücadele devam ediyor.

8. Matematik Çan Eğrisi her şeye egemen. İnsan doğuyor, büyüyor bell bir zirveye çıktıktan sonra, gerileme başlıyor. Sonunda ölüyor. Şirketler de doğuyor, büyüyor, belli zirveden sonar karın yerini zarar alıyor ve kapanıyor. İmparatorluklar da öyle. Doğuyor-büyüyor-belli bir zirveden sonra gerileme başlıyor-yıkılıyor. İnsana, topluma ve doğaya göre değişen tek şey ÇAN EĞRİSİ'nin şeklidir.

9. Olguları anlamada ölçü insan olmalıdır. 1400 yıl önce Platon ''Bilinen ya da bilinmeyen her şeyin ölçüsü insandır'' diyordu. Gerçekten öyle. Etrafınıza bakın. Ev, araba, otobüs, uçak insanı ölçü alarak üretilmiş. Platon'un döneminde uçak yoktu. Ama Platon, görünmeyenlerin de ölçüsünün insan olacağını biliyordu. İnsanı ölçü olarak aldığımız zaman, çözülmeyecek problem kalmıyor.