Gelecek kaderin değil, bizim ellerimizdedir(J.J.Jusserand).

Geleceğimiz kaderimiz değil, istesek de, istemesek de bizim ellerimizde olacak.Omikron salgınının ileriki aylarda nereye evrileceğini tam bilmesek de, az çok gidişatını öğrenmeye başladık.Doğrunun tek göstergesi yaşanılan pratikler ve bilimdir dersek herhalde rotamız çizilmiş olur.Virüsün yayılma, hastalık oluşturma, öldürme pratiği bize bazı gerçekleri istesek de,istemesek de acı bir biçimde göstermiştir.

*

Bilenler bilir. Doğum yerim olan ilçem Besni;1955 öncesi Malatya'ya bağlı bir ilçeydi. Kültürel olarak Malatya kültürüne daha aşina olduğumuz belirtilir. Ben de aynı düşünceleri paylaşıyorum. Eski vilayetimizin Arguvan ilçesinin çok güzel bir türküsü vardır.Çok sevdiğim değerli arkadaşım,hemşehrim Mehmet Seske derlemiş olup, Hasan Durak ustamız da kaynaklık etmiş. İkisine de emeklerinden dolayı sonsuz teşekkürler.Bu türküde geçen sözleri geçenlerde dinlediğimde, bu pandemi ve OMİKRON varyantının yurdum insanını her 4-5 dakikada bir keklik avcısı gibi avladığını,maalesef sorumsuz yetkili veya yetkililerin nasıl bu virüse avlanma iznini verdiğini,dünyamızı başımıza yıktığını,han evimizi harap ettiğini, genç ömürleri tükettiğini yine  acı bir şekilde farkediyoruz.

Haksız mıyım?

İşte türkü sözlerimiz;

Beni Dertten Derde Saldın

Dünyamı Başıma Yıktın

Han Evimi Harap Ettin

Genç Ömrümü Sen Tükettin

Güzel Bu Nasıl Sevdaymış

*

Her 4-5 dakikada sessiz sedasız yurdum insanının kesinlikle önlenebilir bir enfeksiyon hastalığından ölmesi(siz katılır mısınız bilemem?) bana gerçekten ıstırap veriyor.Medyada hergün bu katliamın  haberinin altıncı, bazen yedinci sırasına düşmüş olması,yani normal bir olay gibi gösterilmesi çok çok üzücü bir durum.Hergün işlenen bu toplumsal cankıyımını, güzelim insanlarımızın yoğun bakımlarda çaresiz şekilde gözlerini kapattığını yazmak ve haykırmak ne acı bir duygu?Ne olursa olsun biz yine hipokrat yemini çerçevesinde, elimizden geldiğince sizlere doğruları söyleyeceğiz.Bu böyle biline!

*

OMİKRON VARYANTI'NIN AKIBETİ VE ÖNERİLERİMİZ NELER OLABİLİR?

Büyük olasılıkla OMİKRON bu yazda devam edecek gibi görünüyor.

Aşımı tamamladım.Ben bundan sonra maske,mesafe,hijyen kurallarını askıya almayı düşünüyorum.Zaten gelişmiş ülkelerde böyle yapmaya başladı diyorsanız ve bizlerin OMİKRON'u çok abartığını düşünüyorsanız  çok yanılıyorsunuz derim.Üstelik maskeyi bile iki kat takmanız veya N95 tekniğinde maske takmanız bile gerekebilir.

Üçüncü doz pekiştirme(anımsatma) mRNA  aşınızı yaptırdıysanız bile;65 yaş üstü iseniz, bağışıklık sisteminiz yeterli değil, süreğen yan hastalığınız varsa, dördüncü mRNA veya buna eşdeğer aşılardan birini,daha doğrusu OMİKRON Varyantın'a karşı yeniden revize edilmiş mRNA aşısını yaptırmanız bence uygundur.İlerideki çalışmalar bize yol gösterecektir.Yine açıkça ve tekrar  yazıyorum;Artık pandemi bitene kadar inaktif aşılardan ne kadar az bahsedersek o kadar kafa karışıklığını önleriz.Yanılıyorsam düzeltile!

Önümüzdeki aylarda OMİKRON VARYANTI ile ilk defa veya tekrardan tanışmamanız için, gelin kalabalık toplantılara ve kapalı yerlere şimdilik gitmeyin.

Çocuklar mutlaka daha düşük dozda(üçte bir gibi) mRNA aşısı ile aşılanmalı.

Yeni varyant(lar) gel(ebil)ir mi? Gelebilir.Her gelen yeni varyantın özelliği farklı olacağından, önlemlerin bu varyanta göre saptanması gerekir. OMİKRON'un alt gruplarından bahsediyorsak bu doğaldır.

OMİKRON VARYANTI;BAĞIŞIKLIK DÜZEYİMİZ YETERSİZ İSE, YANİ İSTENİLEN TOPLUMSAL AŞILANMA  ORANIMIZ( % 85'DEN AZ iSE ) YETERLİ DÜZEYDE DEĞİLSE,DOĞAL OLARAK DEVAMLI DEVAMLI KAÇACAKTIR.

Hastaneye yatış ve ölüm oranları, yeni antiviral tedavilerle azalsa bile, OMİKRON sayısı çok fazla olacağından, oransal düşük görünse de, sayısal olarak fazla miktarda olgu olacaktır. Dolayısıyla yeterli önlem alınmaz ise her 4-5 dakikada bir yurttaşımızın ölmesi hatta bu hızın daha da artması olasıdır.

Omikron gelecekte Kızamık,B tipi grip ve Solunum Sinsityal Virüs evrimi gibi bir yol çizebilir.Veya Korona virüsler arası rekombinasyon olabilir demiştik. Bu düşüncemiz hâlâ geçerlidir.

Aşının evrensel ve yaşamsal olduğunu çeşitli yazılarımda belirtsem de, Küresel Kapitalizmin yapısı gereği bu gerçekleşmeyecek gibi.Koruyucu hekimlik yerine pahalı tedavi seçenekleri yine devreye sokulmaya başladı.Bir kutusu neredeyse iki üç asgari ücret düzeyinde olan bu antiviral ilaçlar yoksulun yanına uğramayacak gibi.Ya da sadece katkı payını öderseniz yine de sevinelim derim.Bu da ekonomisi eriyen bizim gibi ülkeleri pandemide maalesef eritmeyi bırakın buharlaştıracaktır.

Siyasi yapı daha demokratik ve katılımcı olma yönünde değiştiğinde, Cumhuriyet dönemimizde ki gibi Trahom Savaş, Sıtma Savaş ve Verem Savaş  tarzı bir örgütlenme ile pandemi mücadelelerinde mesafe alabiliriz diyorum.Umarım bu düşüncemiz hayal olmaktan çıkıp, gerçekleşir.

SAĞLIK VE EĞİTİM DOĞUŞTAN KAZANILMIŞ BİR HAKTIR!

AŞILAR DÜNYADAKİ HER BİREYİN HAKKIDIR!

AŞI PATENTİ KALDIRILMALIDIR!

COVAX ÖRGÜTÜ DERHAL ÇALIŞTIRILIP,TÜM DÜNYA HALKLARI KORONA AŞISINA KAVUŞMALIDIR!

Yazımızı güzel türkümüz ile bitirelim...

Atam Dedim Atamiyom

Satan dedim Satılmıyor

Akşam Sabah Yatılmıyor

Güzel Bu Nasıl Sevdaymış

Sevgilerimle...