1)      Online Çocuk İstismarı Suçunun Yargıtay Kararlarındaki Yerleşik Kabullerine Örnekler

Yukarıda kısmen açıklanan kavramsal tanımlamaların birçoğu yerleşik Yargıtay uygulamalarından çıkarılmış olup; bu bölümde Yargıtay kararlarındaki değerlendirmeler örneklendirilmek suretiyle izah edilecektir.

Yargıtay 8. Ceza Dairesinin, 03.04.1985 tarihli ve 1985/872 E., 1985/1682 K. sayılı kararında:

-          “Müstehcenlik konusunu incelerken, "porno - (obsen müstehcen) ve erotik" kavramlarını birlikte değerlendirmek gerekir. Eski Yunanca (porne fahişe) sözcüğünden türeyen porno ve bu konuda yapılan yayınları belirleyen pornografi, aşırı, çok şiddetli, makul olmayan bir biçimde şehvet duygularının tahrik edilmesi anlamına gelirken, müstehcen, çok değişik tanımlar yapılmış olmakla beraber Kanunumuzdaki tanımı ile halkın ar ve haya duygularını incitecek (söz, yazı, vs.) anlamına gelmektedir. Bu tanıma göre müstehcen kavramı topluma, kişiye, çevreye göre normatif sayılmalıdır. Bunun bir sınırı bulunduğu da kuşkusuzdur.”[1] Denilmektedir.

Ceza Genel Kurulunun 24.3.2015 tarihli ve E. 2014/603 K. 2015/66 sayılı kararında:

-          … uyuşmazlığın sağlıklı bir hukuki zemine oturtulabilmesi için “müstehcen”, “ürün” ve “üretim” kavramlarına açıklık getirmek gerekmektedir. Türk Dil Kurumu Büyük Türkçe Sözlüğünde (http://www.tdk.gov.tr/) müstehcen kelimesi "Açık saçık, edebe aykırı, yakışıksız" olarak tanımlanmıştır. Öğretide müstehcenlik kavramını tanımlamanın güçlüğü dile getirilip daha ziyade hangi hallerin müstehcen sayılabileceği açıklanmıştır. Müstehcenlik normatif bir kavram olup toplumdan topluma değiştiği gibi aynı toplum içinde toplumsal değerlere bağlı olarak da değişikliğe uğramaktadır. Bu kavramın varlığının tespitinde, toplumun belli bir kesiminde kabul edilen değer yargıları değil, toplumun genelinin ve demokratik toplum düzenine ilişkin davranış kurallarının esas alınması gerekir. Buna göre suça konu ürünün toplumun ortak edep ve ahlak temizliğine yönelik açık bir saldırı niteliğinde olup olmadığı, özellikle çocukların bu davranışın zararlı etkilerinden korunması gerekip gerekmediği tespit edilip objektif olarak müstehcen olup olmadığı belirlenmelidir”,

-          “…üretiminde çocuğun kullanıldığı bir ürünün TCK'nun 226 maddesinin 3. Fıkrasındaki suçu oluşturabilmesi için çocuğa yönelik cinsel davranışlar içermesi ve cinsel arzuları tahrik etme amacına yönelik olması gerekir.”,

-          “…kullanmadan söz edilebilmesi için yapılan eylemin cinsellik taşıması zorunludur. Ayrıca bu nitelikteki bir ürünün üretiminde çocuğun cinsel bir eylemi bizzat gerçekleştirmesi ya da eylemin çocuk üzerinde gerçekleştirilmesi şart olmayıp, çocuğun yer aldığı cinsel davranışları konu olan bir ürün bakımından da söz konusu eylem bir cinsel istismar niteliği taşıdığı sürece çocuğun 'kullanıldığı' kabul edilmelidir. (Doç. Dr. Veli Özer Özbek, Müstehcenlik Suçu shf. 127)”,