İnsanlar sabrın bir erdem olduğunu söylüyor. Ancak bilim, bir erdemden çok, herkesin geliştirmesi gereken nörolojik bir yeterlilik olduğunu söylüyor. Bir saniye düşünün: Daha çok sabır sahibi olsaydınız hayatınız ne kadar farklı olurdu? Gerileme ya da hayal kırıklığına uğramadan aksiliklere daha iyi dayanabilmek ve geleceği beklemek ister misiniz?

Elde edeceğiniz ilk şey psikolojik anlamdaki esenliktir. Her şeyi hemen istemek zihninizi daha da endişelendirir. Gerçek şu ki, bugünün toplumunda, sabırlı olmanın antitezi haline geldiğimiz noktaya varacak kadar, insanlar her zaman ve her şey için çok acele ediyor. Çoğu insan acelenin kurbanıdır. Onlar için sürekli bir biçimde yeterli zaman yok gibi görünüyor, bu da onların her zaman her şeyi kontrol altında tutmak istemelerine neden oluyor.

Temel olarak, bu onları yenilikçi bir reklam kampanyası oluşturmaya zorladı. Onları iyi şeylerin sabır gerektirdiğine ikna etmek için “Yavaş iyidir” sloganını yarattılar. Bu noktada, bu kampanyanın oldukça başarılı olduğunu söylemek doğru olacaktır.

Hiçbir şey için sabrı olmayanlar, sürekli olarak hayal kırıklığına uğrayacaklardır. Gerçekte, hayattaki hiçbir şey, sabrınızı geliştirecek şekilde kendinizi eğitmekten ve beklemenin bazen buna değdiğini anlamaktan daha büyük bir zenginlik olamaz.

Belirsizlik ve öngörülemeyen değişikliklerle tanımlanan bir dünyada sabırlı olmak bir zorunluluktur. Beyninizi en zor günlerde bile sakin kalması için eğitin.