1815 Waterloo Savaşınan sonra yapılan tüm savaşların gerisinde para bulunuyor.

Birinci dünya savaşı, ikinci dünya savaşı, Vietnam Savaşı, Körfez Harekatı, Arap Baharı ve nihayet Ukrayna-Rusya Savaşının gerisinde para vardır. Parasal nedeni bulduğumuz zaman, ülkelerin neden savaştıklarını daha kolay anlıyoruz. Sırayla inceleyelim.

18. Yüzyıldn itibaren Batıda, bankerler güç kazanmaya başladı. Bankacılık faaliyetinde önemli bir ticari sırrı keşfedilmişti. Altın para sistemi döneminde, bankaya yatırılan altın karşılığında, bankerler banknot (banka-kağıdı) veriyorlardı. Bankerler, verdikleri banknotların geri gelmediğini fark ettiler. En kötü ihtimalle, geri gelen banknotların miktarı, ilave yazılanların gerisinde kalıyordu. Karşılıksız banknot bastılar. Piyasaya sürdüler ve zengin oldular.

Sıra, zenginliği artırmaya gelmişti. En garantili kredi devletlere veriliyordu. Devletler savaş zamanlarında, gırtlağına kadar borçlanıyordu.

Bankerler, ilk denemeyi 1815 yılında Waterloo Savaşında yaptılar. City of London bankerleri, hem Napolyona hem de İngiliz Hükümetine borç verdiler. Bankerler için savaşı kazananın önemi yoktu. Önemli olan, borcun tahsil edilmesiydi. Kaybeden tarafın, merkez bankasını borç karşılığı almak, alacak sorununu çözmeye yetiyordu. Fransa (Napolyon) Savaşı kaybetti. Fransız merkez bankası, borca karşılık bankerlerin eline geçti.

1815 den itibaren, bankerler Fransız Frangını da basmaya başladılar. Yöntem aynıydı. Eldeki, altın miktarından daha çok banknot piyasaya sürmek. Banknot piyasaya sürüldükçe, zenginlik baş döndürücü şekilde artıyordu.

1860 ylında İngiliz üst aklı, bir gerçeği fark etti. Bin yıldan beri Çin, karşılıksız kağıt para kullanıyordu. Paranın mutlaka karşılığında altın olması gerekmiyor. Bankerler, ellerindeki altın miktarından daha çok banknot basıyor. İngiliz Hükümeti bankerlere, parayı basmadan önce ''karşılığındaki altınları bloke edin'' deyince, olanlar oldu. Bankerler, İngiliz Sterlininden umudu kestiler.

Ümit kesilince, doları dünya parası yapmaya karar verdiler. O dönemde Amerikada dolar basma hakları olan 12 banka, 1913 yılında bir araya geldiler ve FED adındaki bankayı kurdular. FED, ABD merkez bankası görevi yapıyor. Amerikan politikacıları, böyle bir bankaya nasıl izin verdiler sorusunun gerisinde, 1908 ekonomik krizi yatıyor. Bankerler, para miktarını azaltmak suretiyle ''ekonomik kriz'' yaratmayı beceriyor.

FED kurulduktan sonra, sıra İngiliz Sterlininin dünya parası olmasını yok etmeye geldi. Bunun için İngiltereyi savaşa sokmak gerekiyordu. Aç gözlü İngilizleri ikna etmek, çok kolay oldu. Birinci dünya savaşını ingilizler kazandı, ama bu bir pirus zaferi idi. İngiliz Hazinesindeki altınlar tükenmişti. Ancak, güneş batmaz imparatorluk para kazanıyordu. İngiliz Sterlini halen güçlü bir paraydı. İkinci bir savaşa daha gerek vardı.

Birinci dünya savaşından sonra, iflas eden Almanya borcuna karşılık merkez bankasını bankerlere devretti. Bankerler, önce Alman savaş sanayini finanse ettiler. 1933 yılına gelindiğinde, ABD devlet Başkanı Roosvelt ''Bankerler, Almanyayı savaşa hazırlıyor'' diye dünyayı uyarıyordu. Gerçekten, ikinci dünya savaşı gecikmedi.

Savaş sırasında önemli olan, Avrupadaki altınlar idi. Almanlar işgal ettikleri ülkelerin merkez bankasına giriyor, altınları toplayıp Berlindeki Merkez Bankasına taşıyordu. O dönemde en çok altın, Rusyada vardı. Aptal Onbaşı Hitleri Rusyaya saldırtmak zor olmadı. Ama, Ruslar sert çıktı. Savaşı Ruslar kazanmak üzereyken, Amerikan Ordusu devreye sokuldu.

Daha savaş bitmeden 1944 yılında Bretton Woods kentinde ''Dolar uluslararası geçerli para'' kabul edildi. İngilizler, ikinci dünya savaşını bankerlerden borç alarak yaptıkları için, karara itiraz edemediler. Sterlinin yerini dolar aldı. Kabul ettirilmesi kolay oldu. 35 dolar karşılığında bir ons altın vermeyi, ABD garanti ediyordu.

Şimdi sıra Amerikan Hükümetlerini borçlandırmaya gelmişti. Bunun için Amerika savaşmalıydı. Kore ve Vietnam Savaşını, Amerika bankerlerden borç alarak yapıyordu. Tarih tekerrür ediyordu. Bankerler (FED) elindeki altından daha çok dolar basıyordu. Başta Fransa olmak üzere dünya itiraz ediyordu. Fransa ''al dolarını ver altınımı'' demeye başlamıştı.

1972 ye gelindiğinde Başkan Nixon tek taraflı olarak ''Dolar karşılığında altın garantisini'' kaldırdı. 1972 yılından itibaren dolar karşılıksız kağıt paraya dönüştü. Buna rağmen ''rezerv para işlevini'' sürdürüyor.

Sürdürebilmesi için dünyanın kargaşa içerisinde yaşaması gerekiyor. Zira, kargaşa arttıkça, devletler daha çok doları rezerv para olarak tutuyor. Karşılıksız kağıt para dolara talep devam ediyor ve değeri artıyor. Tipik örnek Ukrayna-Rusya savaşında görüldü. Dolar değer kazanıyor.

Savaşların gerisindeki organizasyonun para olduğunu, dünya yaşayarak öğreniyor.