Savaşın maliyeti vardır. Ekonomik anlamda bu maliyet, tüketim olarak sonuçlanıyor. Atılan barut, kırılan zırhlı araç ve düşen uçağın maliyetini halk karşılıyor.

Savaşın maliyetini ölçmek için ekonomik kriterler var. Tüketim daralması, üretim ve yatırımlarda yön değiştirme gibi doneler ile ölçüm yapılıyor. Ancak, bunlar savaş sonunda kendini göstermektedir. Savaş sırasında ise stoklar önem arzeder. Belli bir stok seviyesini tutturmadan, savaşa girilemez. En önemli stok ''Döviz Rezervleri'' dir.

Rezervlerin maliyeti vardır. Güvenlik söz konusu olduğu zaman, rezervin maliyet hesabı yapılmaz. Mümkün olduğu kadar çok döviz rezervine gereksinim duyulur. Halen dolar, en çok rezerv olarak tutlan paradır. Nitekim, savaştan önce Rus Merkez Bankası, rezervlerini hızla artırmış ve 600 milyar nakit dolar rezervine ulaşmıştı.

Savaşın maliyetini anlmak için, başlangıç ile bu gün arasındaki döviz rezervlerindeki azalma önemli bir göstergedir.

İki gün önce, Rus Merkez Bankası, rezervlerinde 38,5 milyar dolar azalma olduğunu ilan etti. İki gün önce, savaşın 39. günü idi. Demek ki, Rus Ekonomisi, savaş nedeniyle her gün bir milyar dolar rezerv harcıyor. Savaşın günlük maliyeti, ortalama, bir milyar dolara mal oluyor.

Rus Merkez Bankasındaki rezervlerin savaş öncesinde 600 milyar dolar olduğu göz önüne alındığı zaman, Rusyanın savaşı, en az iki yıl finanse edecek güçte olduğu görülüyor. Bu nedenle, Batı savaşın sürmesinden taraf. Zira, şu anda sonlanacak bir savaşın Rus ekonomisine maliyeti yok mertebesinde.

Rusya doğal kaynak zengini bir ülke. Rezervlerini kolaylıkla yerine koyacak bir ekonomiye sahip. Savaş ile Rusyayı dize getirmek mümkün değil. Bu nedenle, ilave ekonomik ambargo uygulanıyor.