Sayın Cumhurbaşkanımız Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonun 19. Genel kurulunda bir konuşma yapmıştır. New York Times gazetesinde yer alan bir haberi eleştirmiş ve şöyle demiştir: “Dün bir uluslar arası gazetede benim ve Başbakanın Hacı Bayram Camisinden çıkarken çekilmiş fotoğrafını kullanıyor altına da bir terör örgütünün  ( İŞİD) o caminin bulunduğu bölgeden terorist yetiştirildiğini yazıyor. Bu en hafif tabiri ile edepsizlik, alçaklıktır, adiliktir. Türkiye’yi teröre destek veren, teröre göz yuman bir ülke gibi göstermek densizliktir. Yok, Türkiye petrol alıyormuş, yok, Türkiye’de tedavi görüyorlarmış, Türkiye böyle yalan haberler karşısında diz çökmeyecek kadar büyük bir ülkedir. diye konuşmuştur.
Şimdi gelelim bu konuşmayı konuşmaya ve yazmaya.
Konuşma konusu itibari ile Sayın Cumhurbaşkanı makamını ilgilendiren bir konu değildir. Başbakan dahi bu konuyu konuşma konusu yapamaz. Çünkü karşısında dış basından bir gazete ve onun yayın müdürü vardır. En fazla Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürü konuşur ve açıklama yapar.
İkincisi dil diplomatik dile pek benzemiyor. Uluslar arası ilişkilerde daima kullanılan dil diplomatik dil olmalıdır. Edepsizlik alçaklık adilik gibi bir dil kullanılması Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı düzeyindeki bir kişiden beklenen bir üslup değildir.
Bu konuşmadan anlıyoruz ki Cumhurbaşkanımız her şeye karışacak her konuda beyanatlar verecek toplantılar yapacak mitingler düzenleyecek. Ama anayasamızın 104. Maddesinde yazılı Cumhurbaşkanına (Anayasanın uygulanmasını devlet organlarının düzenli ve uyumlu çalışmasını gözetir) hasret kalacağız.
Sayın Cumhurbaşkanımız. Böyle konuşmalar yapmayınız. Artık siz bir Cumhurbaşkanısınız ve Atatürk ün koltuğunda oturmaktasınız. Milletin birliğini temsil ediyorsunuz. Milletin birliği demek Tüm Türk milletinin birliğini temsil demektir. Siz yalnızca Sünni Müslümanların değil. Türkiye Cumhuriyetini her karış toprağını kanla sulayarak kuran milletin yani Türk milletinin cumhurbaşkanısınız. Kimsenin dini ile kanı ile mezhebi ile ilgilenemezsiniz. Herkesin aşı ile işi ile eğitimi ile güvenliği ile ilgilenmek zorundasınız. Yabancı gazeteleri kendinize muhatap alamazsınız.  Türkiye Cumhuriyetin kuran Türk milletinin müşterek tek tarafı vardır. Günde 3 defa acıkır 3 defa sofra kurarlar. Bunun dışında bir de Anadolu adı verilen toprakların ilelebet bütünlüğünün korunmasından müşterek tarafları vardır. Üzerinde yaşadıkları topraklara göz dikenler ve bir an için gaflete kapılarak Haymana’ya kadar gelenler olursa  “ Ya istiklal ya ölüm” derler ve denize dökerler. İşte siz onlardan biri olduğunuzu ve onların tümünün Cumhurbaşkanı olduğunuzu hala benimsememekte direniyorsunuz.
Sayın Cumhurbaşkanı. Görevlerinizi Anayasamıza, uluslar arası nezaket kurallarına, asil Türk Milletinin yüksek karakterine ve ettiğiniz yemine uygun olarak yürütmek zorundasınız. Muhataplarınız ise devletlerin kralları, başkanları ve Cumhurbaşkanlarıdır. Bir gazetenin yayın müdürü sizin hiçbir zaman muhatabınız olamaz. Başarılar dilenir.