Sayın Cumhurbaşkanım. Ben siz daha dünyamıza teşrif etmeden tam 9 yıl önce Rize’de doğdum. Sizden 9 yıl daha yaşlı bir Rizeliyim. 1954 te Rize lisesinde ortaokul kısmında eğitime başladım. 1967 yılında da İstanbul Üniversitesi, Tıp Fakültesi’nden mezun oldum. Bizde Rize Lisesinde gelenektir. Okul bizi bir birimize abi kardeş yapar. Rize Lisesinden çok önemli insanlar yetişmiştir. Bir tanesi Yargıtay 9. Daire Başkanımız Sayın Demirel Tavil dir. Bir diğeri İ.Ü. Talebe Birliği Başkanımız Jin Op. Dr. Osman Zeki Telci’dir. Bir diğeri Türk Millî takımının ve Beşiktaş’ın santraforu Şenol Birol’dur. Rizeliler vatanseverdirler. Atatürk’le birlikte vatanımızın kurtuluşunda görev almış bir neslin torunlarıyız. Şimdi diyeceksiniz ki ben Rize Lisesinde okumadım. Doğrudur. O zaman Rize’de İmam Hatip Lisesi yoktu. O zaman Rize’de Kız Sanat Okulu, Erkek Sanat Okulu ve Yapı Sanat okulu vardı. Eğer o zaman çağdaş olsaydık siz de Rize Lisesinde okuyacaktınız Lisemizin çok değerli hocalarından ( Sabri Tatoğlu+ Yunus Muradoğlu, Neriman Rakıcıoğlu vs.)ışıklar alacaktınız. 14 Mayıs 1950 den sonra ise DP saflarından itibaren çeşitli zamanlarda Türkiye Cumhuriyetini açık bütçelerle yıkma sürecinde görev alanların bir bölümü de Rize’den çıkmıştır. Bunların isimlerin vermiyorum. Ama bunlar Türkiye Cumhuriyetini yıkma yolarının başında gelen Açık bütçeler yapılmasında ve bunların uygulanmasında görev alanlar olduğu gibi laik eğitimden uzaklaşarak Türk milletinin dünyadaki yerini koruması ve yükselmesi için gerekli olan kültür ve bilim seviyesine ulaşmalarının önlenmesinde ön saflarda görev alanlar bile vardır. Bir kısmı ise Türk milletinin yüksek varlığına düşman unsurlarla savaşı kazanmasına destek olmadıkları gibi bu olumsuz gidişe karşı da durmamışlardır. 14 Mayıs 1950 de bir ABD Doları 280 kuruş idi. Biz hesap kolay olsun diye 3 TL diyelim. Bu gün 19 Ekim 1922 de 18.580.000 TL dir. Çeyrek altın 24 TL iken bu gün1660 TL dir. Gram altın 18 TL iken1.014 TL dir.  

Bu rakamlar bize neyi gösteriyorlar. Türkiye Cumhuriyeti devletinin bağımsızlığını kaybettiğinin ve Türk milletinin tam manasıyla iflasa sürüklendiğinin kanıtıdırlar. Türkiye Cumhuriyetinin bağımsızlığını yok ettiğini ve tam manasıyla iflasa sürüklendiğini ben mi söylüyorum. HAYIR: Ya kim veya kimler söylüyor.  

Bugünkü savaşmalarımızın gayesi tam bağımsızlıktır. Bağımsızlığın bütünü ise ancak mali bağımsızlıkla mümkündür. Mali bağımsızlığın korunması için ilk şart bütçenin ekonomik bünye ile orantılı ve DENK olmasıdır. Atatürk 

  • Milli paranın kudretini beynelmilel buhrana karşı masun bulundurmak başlıca gayemizdir. Atatürk 
  • Enflasyon politikası, iktidarın daha ilk yıllarından itibaren iktisadi bünyeyi süratle takatinden düşürerek 1952 yılının son baharı başlarında, memleketi tam manasıyla iflasa sürüklemiştir. Kelimeyi tartarak kullanıyoruz. İsmet İnönü 
  • Bütçe açığı, bir milleti, rutubetin bir binayı çökertmesi gibi yok eder. İsmet İnönü 

Bunları neden yazdık. Bunlar ayni zamanda Ulu kurucularımızın Yüce dinimize göre vasiyetleridir de ondan yazdık. Biz bu vasiyetlere uyacakken İMF tavsiyelerine uyduk. Türk Milleti’ni ezme ve tam mamasıyla iflasa sürükleme pahasına paramızı Haçlı düşmanlarının paralarına ezdirdik. Yukarıda sunduğum reklamları tablo halinde gösterirsek Durumun vahameti daha da iyi anlaşılır. Tablo 2003 ten sonra için hazırlanmıştır. 

  • Bir gram altın 18 TL den 1016 TL ye3çıkmıştır. Artış 56 mislidir  
  • Çeyrek altın 24 TL den 1688 TL ye çıkmıştır. Artış 690 mislidir 
  • Bir ABD doları 1320000 TL den 18.580 TL ye çıkmıştır. Artış 14 mislidir. 

Sayın Cumhurbaşkanım. Bu tablo bize 2. Cihan Savaşında İngiltere Başbakanı Sayın Churchill tarafından harbin gidişi hakkında yetkililerde brifing aldıktan sonra söylediği o meşhur sözü hatırlatmaktadır.    ” Durum vahim ama umutsuz değildir”   

Umut yine ulu kurucularımızın direktiflerindedir. DENK bütçeye dönmek.  Son dört yılın bütçe açıklarını yanınızdaki uzman danışmanlarınızın size sunmadıklarını düşündüğümden son 4 yılın ve özellikle 2022 yılının açığını ve ek bütçe vahametini de sunalım.  

Son 4 yılın bütçe açıkları şöyledir. 

2019  yılı bütçe açığı 81 Milyar   

2020 yılı bütçe açığı 139 milyar  

2021 yılı bütçe açığı 265 Milyar  

2022 yılı bütçe açığı 278  Milyar ve en önemlisi   

2022 yılı bütçesi ne ek olarak TBMM den 880 Milyar TL ek bütçe çıkarılarak Bütçe açığı 1058 Milyar TL ye yükseltilmiştir. 

Son 4 Yılın Bütçe Açıkları TOPLAM: 1620. Milyar  TL dir. 

TBMM işe el koymalıdır. TBMM= AKP+ MHP grupları olmuştur. Anayasamıza göre bu çoğunluk Ataürk’ün yasakladığı Türkiye Cumhuriyetinin bağımsızlığını yok edecek açık bütçeler yapamaz. Anayasamızın hukuk devleti ilkesi ile 166. Maddesi buna izin vermez. İsmet İnönü’nün da işaret etiği gibi, bütçeleri açık yaparak; Türk milletini rutubetin bir binayı çökertmesi gibi yok edemez. 

Bunun için bu günden tezi yok. TBMM ni toplayacaksınız. Ulusal egemenliğin temsil ve icra makamı olduğu gerçeğini yeniden gündeme getireceksiniz.23 Nisan 1920 günlerine döneceksiniz. O zaman Reisi sin sıfatı ile ( Yaşından ötürü Başkan) TBMM kürsüsüne çıkan 75 Yaşındaki Sinop Mebusu Şerif Bey’in dediği tarihi cümle tekrarlanmalıdır                                               ” Milletimizin iç ve dış tam bağımsızlık içinde mukadderatını kendi eline aldığını bütün dünyaya ilan ederek Büyük Millet meclisini açıyorum”(1) 

Bu yola çıkanları yolu açıktır. Aksi halde 14 Mayıs 1950 de başlayan açık bütçelerle ve laik eğitimde uzaklaşmalarla Türkiye Cumhuriyeti bağımsızlığını kaybetmiştir ve kaybetmeye devam etmektedir. Türk Milleti tam manasıyla iflas sürüklenir Atatürk’ün deyimi ile de Millet fakrü zaruret içinde harap ve bitap düşmüştür. Türk Milletinin yeniden 23 Nisan1920 egemenliğine dönerek yıkılış yolundan dönmesine çok ama çok acil gereksinme vardır. Artık, durma yok yola devam değil. Dur.  Atatürk yoluna don komutu gereklidir. 

Türk Milletinin bir ferdi ve Rizeli hemşeriniz, olarak size sunmaktan dolayı huzurluyum.  Cumhuriyetimizin ilelebet muhafaza ve müdafaa edilmesi Atatürk tarafından Türkiye Cumhuriyetinin her ferdine verilmiş birinci vazifedir,  En derin Saygılarımla. 

 

 ( 1) Mahmut Goloğlu: Üçüncü Meşrutiyet. Türkiye İş Bankası Yayınları N0: 2006. S.167