Sermaye birikimi olmadan, fabrika açılmaz. Sanayi olmaz. Ülkelerin semaye birikimleri onların gelişmişlik seviyesi ile doğru orantılıdır. Almanya ile Türkiyeyi mukayese edelim. Her ikisinin de nüfusu birbirine yakın. Ancak, Almanya Türkiyenin dört mislinden biraz fazla katma değer üretiyor. Almanyada ücretler de Türkiyeden yüksek. Neden?

Almanyada sermaye birikimi Türkiyeden çok fazla. Daha çok fabrika ve tesis var. Daha çok sermaye daha çok istihdam yaratıyor. Daha çok istihdam daha çok katma değer üretiyor. Sermaye birikimi arttıkça, emeğin verimi de artıyor. Artan emek verimi, ücretlerin de artmasına olanak tanıyor.

Türkiye, sermaye birikimini tamamlayamadı. Çok gayret sarf edildi, ama başarılamadı. Bu başarısızlığın gerisinde siyasi otoriteler ve yöneticiler var. En önemli neden, yöneticilerin sermaye birikim yasasının farkında olmayışıdır.

Sermaye nasıl birikir?

1. Müteşebbis kar eder ve karını sermayesine ilave eder. Sermaye birikir.

2. İşletmeler kredi kullanırlar. Buna muhasebeciler, yabancı kapital diye tanımlıyor. Yani, işletmeye ait olmayan sermayedir. Borç ile işletmelerin büyüme sınırı vardır. Bu sınır, öz sermayenin kaldıraç gücü ile ölçülür. Kaldıraç gücü sıfırlandıktan sonra, mutlaka öz sermayeyi artırmak gerekiyor.

3. Öz sermaye artışı, işletmeye yeni ortaklar alınarak yapılır. Bazı işletmeler, yönetimi bırakmak istemezler. Kaldıraç gücü sıfırlanınca, sermaye piyasası yoluyla kapital artışını tercih ederler. Çıkardıkları ilave hisse senetlerini borsalar kanalıyla piyasaya sürdükleri zaman, sermayelerini artırmış olurlar. Bu yöntem, sıfır maliyetli sermaye birikimine olanak tanıyor. En sağlıklı sermaye birikimini de temin ediyor.

Amerikadaki tipik örneği, TESLA adlı otomobil fabrikasının sahibi ELON MUSK dır. Çok az bir sermaye ile işe başladı. Bu gün milyar dolarları kontrol ediyor. Dünyanın en zenginleri arasına girme başarısını yakaladı. Amerikadaki organize sermaye piyasası sayesinde, sermaye bulmada sorun yaşamıyor. Yatırımlarını kolayca finanse ediyor. Amerikanın büyüklüğü buradan geliyor.

Sermaye piyasaları işlerlik kazandığı zaman, başarılı müteşebbis para bulmada sorun yaşamıyor. Bu yolun işlerlik kazanması, organize finansal piyasaların oluşmasına bağlı. Bunların başında menkul kıymetler borsaları geliyor. Finans merkezleri, sermaye birikim yasasının işlerlik kazanmasını olanaklı kılıyor.

Türkiyedeki işlemeler, sermaye sıkıntısını üzerinden atamadı. Özel sektörün dış borcundaki artış bu gerçeği doğruluyor. Özel sektör, sürekli borçlanarak üretim ve yatırıma devam ediyor. Organize finans piyasası, borçlu bu işletmelerin, öz sermayelerinin artırılmasına olanak tanıyacaktır. Finans Merkezi kurmak ve işlerlik kazandırmak, özel sektördeki sermaye sorununu çözmek için, en etkin yöntem olduğu biliniyor.