Siyasal toplumu oluşturan bireyler ''Şikayet Etmeye'' başladığı zaman, o toplumun gelişim süreci hızlanıyor. Şikayet konusunun ekonomi, siyaset, hukuk ve sosyoloji olması sonucu değiştirmiyor.

Siyasal toplumu oluşturan bireyler ''Suskun ve Sakin'' ise, toplum ''STATÜKOYA'' hapsedilmiştir. Statükoya hapsetmenin en kolay yolu, din ile toplumu ikna etmekten geçer. Bu nedenle, dindar toplumlar ''şikayet etmezler'' ve her olguyu ''Kaderciliğe=Determinizme'' terk ederler. Şikayet edenleri de cezalandırırlar. Determine edilmiş toplumların ''gelişmesi ve ilerlemesi'' mümkün değildir. Zira, gelişme statüko ile çatışır.

Şikayetin konusu da önemlidir.

1. Siyasi şikayetler demokrasilere özgüdür. Diktatörler, siyasi şikayetçilerden hoşlanmaz. Yakalar ve idam eder. Bu nedenle, dikta rejimlerinde gelişme mümkün olamıyor. Demokratik sistemler, gelişmeye dinamizm kazandırıyor.

2. Ekonomik şikayetlerin nedeni ''Gelir=İhtiyaç'' dengesizliğinden kaynaklanır. İhtiyaçlar arttıkça, bireylerin geliri yetmez ve şikayet başlar. Eğer ihtiyaçlar düşük tutulur ise az gelir ile denge kurulabilir. Bir lokma, bir hırka anlayışının yerleştiği toplumlarda gelişme yavaşlıyor. İnsan doğası, her zaman daha fazlasını ister. Ev ister, arba ister. Miktar sınırına ulaşınca kaliteye yönelir. İhtiyaçlardaki artış, gelişmenin dinamizmini oluşturuyor. Ekonomik şikayetler arttıkça, toplumun gelişmesi hız kazanıyor.

3. Adalet ideası, insanın doğasında vardır. Doğal hukukun hak saydığı konularda, insan, şikayetçi olacaktır. Haksızlığa karşı şikayetler, hukuk düzenini gerekli kılıyor. Yasalar ve adalet düzeni, haklı şikayetlere çözüm üretemediği zaman ''Kendi hakkını kendisi alma'' yöntemi önlenemez. İnsanların haklarını kendileri almaya kalktığı zaman, kargaşa ortaya çıkar. Kargaşayı önlemenin yolu, şikayetlere adil çözüm üretmekten geçiyor. Her çözüm, insanları, doğal hukukun egemenliğine, yaklaştırıyor. Doğal hukuk kuralları gelişmeye hız kazandırıyor. Şikayet etmeyen toplumlarda ise, egemenlerin hukuku (pozitif hukuk) işlerliğini sürdürüyor. Gelişme duruyor.

4. Sosyolojiyi ilgilendiren şikayetlerin başında inanç sistemleri gelir. İnanç sistemleri, diğer bir deyimle din toplumları doğrudan ilgilendirir. Zira, birey dinsiz olabilir. Ama toplum dinsiz olamıyor. Din kuralları, bilim ile çatışmaya başlayınca şikayetler önlenemiyor. Nitekim, Galile ''Güneş Merkezli Evren'' teorisini kurunca, Papa ''susmasını işaret'' etti. Zira, Papa'nın ''Dünya Merkezli evren anlayışı'' çöpe atılıyor, din üzerinden yürütülen egemenlik de sonlanıyordu.

5. Biyolojik şikayetler, hastalıklara çözüm üretilmesine neden olmuştur. Tipik örnek kanser hastalığıdır. Kanser hücre hastalığıdır. İnsanoğlu, kansere çözüm ararken, hücreyi ve DNA yı öğrendi. Genetik uzmanları, insanın gen haritasını çıkarıyor. Yaşlanma konusundaki şikayetlere karşı, bilim adamları, genetik kodu çözmeye çalışıyor.

Şikayetler, çözümü gerekli kılıyor. Çözüm üretildikçe, toplumun sosyo-ekonomik yapısı gelişiyor. Ufukta BİLGİ TOPLUMU görünüyor.