Biz Türkler asker milletiz. Asker, silahını üretmek zorundadır. Başkasının silahı ile başarıya ulaşılamaz. Nitekim, Osmanlı son zamanlarında, silahını yurt dışından ithal ediyordu. İlk darbeyi 1912 Trablus savaşında yedik. İtalyanlar, elimizdeki merminin sayısını dahi biliyorlardı. Zira, mermiler, İtalyan yapımıydı. Trablus Savaşını kaybettik.

Cumhuriyet, bu gerçekten hareket ederek, yerli silah sanayine ağırlık vermiştir. Ancak, 1946 dan itibaren, uçak ve silah fabrikalarımız, adeta yok edilmiştir.

1. Ulu Önder Atatürk'ün davetiyle, Zümrezade Şakir Zümre, Haliç kenarında silah fabrikasını kuruyor. Türk silahlı kuvvetlerinin ihtiyacını karşılayacak, uçaktan atılan bomba, havan topu, havan mermisi ve diğer silah ve teçhizatı üretiyor. Üretim fazlasını, Bulgaristan, Polonya ve Mısıra ihraç ediyor.

Natoya girince, Amerikanın ilk işi Şakir Zümre Silah fabrikasını kapattırmak oldu. Şakir Zümre de, soba üreterek yaşamaya çalıştı.

2. Nuri Killigil (1889-1949) Osmanlı Ordusunda Mirliva (Albay) idi. Bakü Fatihi olarak tarihe geçmiştir. Cumhuriyet döneminde, silah sanayi kurmaya karar veriyor ve Haliçte fabrikasını açıyor. Tabanca üretiminde o kadar başarılı oluyor ki, KİLLiGİL adındaki tabancanın kalitesine halen dünya ulaşamadı. Killigil tabancaları müzelerde sergileniyor.

Nuri Killigil Silah fabrikasında, top-tüfek-tabanca, el bombası, her türlü mermi üretiliyor. Yurt dışına da satılıyor. Her zaman olduğu gibi, Amerika, Killigil fabrikasından son derece rahatsız. Rahatsız, çünkü, fabrikada yüksek kalitede silah üretiliyor. Yurt dışındaki silah fabrikaları rekabet edemiyor.

1949 yılında, içinde Mirliva Nuri Killigil dahil olma üzere, fabrika, 300 işçisiyle birlikte havaya uçuruluyor. Killigilin cesedi dahi bulunamıyor. Bir parça ceset kalıntısı, Edirne şehitliğine defnediliyor.

3. Vecihi Hürkuş (1896-1969) Uçak Fabrikası.

Vecihi Hürkuş, kendi tasarımı ve üretimi ilk Türk uçağını üretiyor. Önüne o kadar çok, bürokratik engel konuluyor ki sonunda vaz geçiyor. Gerçek neden ise sonradan anlaşılıyor. 1947 yılında Generalin biri ''Amerika uçağı bize bedava verecek, üretmemize gerek yok'' diye Türk Milletine sesleniyor.

4. Nuri Demirağ Uçak Fabrikası da aynı akibete uğramaktan kurtulamıyor.

Amerika, silah fabrikalarımızı yok etmekle kalmadı, uçak fabrikalarımızın da kapatılmasını becerdi. Dahası, üretilen uçakları toplayıp, Kayseride toprağa gömdüler. 1947 lerde ''Uçağı bedava vereceğini'' söyleyen Amerika, parsını aldığı halde F 35 uçaklarını vermiyor.

Türkiye ne pahasına olursa olsun, kendi silahın kendisi üretmek zorunda. Son 40 yılda epey yol alındı. Alınmak zorundaydı zira, milli silah sanayi olmadan, bu coğrafyada var olmak mümkün değil.

Başta Amerika olmak üzere, Batı, bizim başarılı olmamızı istemiyor. İstemediklerini de gizlemiyorlar.

-Nitekim, Almanya, Avusturya şirketine sipariş edilen ALTAY tankına ait motorlarının teslimini engelledi. Kanada İhaların, optik parçalarını satmıyor.

-Türk Siha ve İhaların başarısı dünyanın gündeminden düşmüyor. Amerikan senatosuna ''Türklerin iha ve siha üretmelerine engel olunması'' için, yasa tasarısı verildi. Tartışılıyor.

-Türkiye hava savunması için Batıdan Patriot satın almak istedi. Hayır cevabı aldı. Rusyadan aynı işi gören S400 leri satın alınca, düşman muamelesi görüyor.

Türkiye hisar füzeleri ile patriotlara rakip oldu. Seyir füzesi üreterek, Amerikan mühimmatını devre dışı bırakıyor. İha lara lazer güdümlü roket koydu. Hedefi 12 den vuruyor.

Amerika boş durmuyor. Düşman saydığı ülkelere uyguladığı (CAATSA) ambargoları bize uyguluyor. Siyaset yoluyla amacına ulaşmak için her yolu deniyor.

Tarihin tekerrür etmek gibi bir kuralı vardır. Nuri Demirağ, Vecihi Hürkuş, Nuri Killigil ve Şakir Zümre isimlerini Türk Milleti unutamaz. Aynı akibete uğramak istemiyorsak, Amerika ve onun iş birlikçilerine fırsat vermememiz gerekiyor.