Yayla, hastalığın nedenleri arasında genetik eğilim yer alsa da; ev tozu akarları, hava kirliliği, polenler ve küf mantarı gibi alerjik özellikler taşıyan çevresel faktörlerin de etkisinin bulunduğunu söyledi.

Soğuk havada burundan nefes alınmalı

Yayla; “Göbek çevresi yağlanması fazla olan kişilerde, sürekli toz ve buharla iç içe olanlarda da astıma sıkça rastlanmaktadır. Annenin hamilelik sırasında sigara içmesi, bebeğin astım riskini artırmaktadır. Astım hastalığında bazı durumlar ve maddeler tetikleyici özellik taşır. Soğuk hava da bunlardan biridir. Isı düşmesi ile birlikte nefes alıp verme hızlanmakta ve bir süre sonra burundan alınan hava yeterli olmadığında, kişi ağızdan da nefes almak zorunda kalmaktadır. Oysa burnun fonksiyonu; havayı ısıtmak, nemlendirmek ve temizlemektir. Ağızdan alınan nefes ile soğuk hava doğrudan akciğerdeki alıcıları uyarır. Bu alıcılar da astımı tetikler. Soğuk hava ağızdan değil de burundan alındığında, damarların içinden geçerek ısınır. Bu nedenle astım hastalarının soğuk havalarda, ağız ve burnu içine alacak şekilde bir atkı ile dışarı çıkmaları, ağızdan nefes almak zorunda kaldıklarında da havayı bu sayede ısıtarak solumaları, atakları önleyici önlemlerden biridir.” dedi.

Kışın nefes açıcı ilaçları yanınızda taşıyın

Astım hastalarının kış aylarında özellikle nefes açıcı ilaçları yanında taşıması gerektiğini belirten Yayla; “Bir alışveriş merkezine girildiğinde ya da bir temizlik malzemesi kokusuyla karşılaşma durumunda sıkışma yaşanabilir. Soğuk havada egzersiz yapacak, işe giderken soğuk hava ile karşılaşacak, merdiven çıkacak kişiler 15-20 dakika önce kurtarıcı ilaçlarını kullanabilir. Bu ilaçlar astım atağını engellemeye yardımcı olabilmektedir. Stresten uzak durmak, hobi edinmek de astım hastalıktan korunmayı sağlar. Stres yönetimini öğrenmek de bağışıklık sistemini güçlendiren bir özelliktedir.” diye konuştu. Haber Merkezi

Editör: Haber Merkezi