Yüksek oranlı bir enflasyonist süreç yaşıyoruz. Fiyatlar her gün artıyor. Böyle bir sonuç, Türk ekonomisinde arada bir yaşanmıştır. Kronik yapı taşıyor. Bu kronik yapının gerisinde, BÜTÇE AÇIĞI ve CARİ AÇIĞIN birlikte oluşması yatıyor.

Bütçe açığının finansman sorunu başlayınca, dengeyi kurmak için vergileri artırmak gerekiyor. Vergi artışının limitine gelindiği, deneyimler ile sabittir. Devletin 150 milyar lira civarında vergi alacağı var. Arada bir taksitlendirme yapıyor. Tahsilat tam anlamıyla gerçekleşmiyor. Belli ki, vatandaşın ödeme kabiliyeti kalmamış.

Yeni vergiler konulamayınca, bütçe açığını kapamak için borçlanmak lazım. Hükümet borçlanmayı tercih etmedi. Zira, borç, sermaye piyasasına talep olarak yansıyor ve faizler yükseliyor. Hükümet faiz yükselsin istemiyor.

Geriye tek tercih kaldı. Enflasyon.

Enflasyon ile bütçe açıklarını kapamak için çok dikkat etmek lazım. Yanlış bir adım, ekonomideki dengeleri bozmakla kalmaz, hiper enflasyon da yaratır. Hükümet, daha düşük oranlı bir enflasyon ile bütçe açığını kapatabilirdi. Dengeleri bozmadan, beklentileri bozmadan sonuca ulaşabilirdi. Beceremediler. Yanlış faiz politikası, ekonomik sorunları tetikledi.

Enflasyon sayesinde bütçe dengesi kuruldu ama. Fiyat artışlarının getirdiği vahim sonuçlar ortaya çıktı. Sabit gelirli, çarşıya-pazara çıkamıyor. Fiyatlar her gün artıyor.

Fiyat artışının, maliyetler yoluyla fiyat artışına neden olacağı bir döneme girildi. Hiper enflasyon böyle başlıyor. Bunu önlemenin tek yolu var. Politika faizini, acilen, piyasa faizi seviyesine çıkarmak gerekiyor.