Türkiye yıllardan beri Cari Açık veriyor. Ülkemizde yaşanan ekonomik sorunların kaynağı cari açıktır. Bahane aramaya ve suçu başkasına atmaya gerek yok. Önce cari açık sorununu çözmemiz gerekiyor.

Cari açığın iki nedeni var.

1. Ticaret hadleri aleyhe işlemektedir.

2. Toplum ürettiğinden daha çok tüketiyordur.

1. Ticaret hadlerinin aleyhe işlemesi, gelişmişlik süreciyle ilgilidir.

Bir üst seviyede gelişmiş olan ülkeler, alt seviyede kalan ülkelerin ekonomik artıklarını mal ticareti yoluyla elinden alıyor. Örneğin, bir cep telefonu satıyor, bir kamyon buğday alıyor. Cep telefonu üretmek için, ileri derecede gelişmiş ülke olmak gerekiyor. Geri kalmışlığımız devam ettiği sürece, ticaret hadleri aleyhimize işlemeye devam edecektir.

Bu nedenle, bir an önce teknoloji üretecek eğitim düzenini kurmamız şarttır. Ezberci eğitim ile teknoloji üretilmez. Okullarımızdan mezun olanlara bakın. Hemen devlet kapısında iş bulmaya bakıyor. Yeni bir teknoloji bulayım, üretime katkı sunayım diyen yok. İş kuran genç girişimlere bakınız. Kolayı seçiyor. Yeni bir teknoloji bulayım da ona göre yatırım yapayım diyen yok. Bahane üreten çok.

Acil olarak, yüksek katma değer yaratacak mal ve hizmetler üretimine geçmemiz gerekiyor. Epey yol aldık. İha ve siha gibi yüksek teknoloji ürünleri üretiyoruz. Satıyoruz. Otomotiv, uçak, ilaç, tıbbi malzeme araç ve gereçleri, yazılım gibi sektörlere acil yatırım yapmamız gerekiyor.

Kaynaklarını ezberci eğitime aktaran Türkiye ticaret hadlerini lehe çeviremez. Kıt kaynaklarını inşaat sektörüne, diğer bir deyimle taşa-toprağa yatıran Türkiye, ticaret hadlerini lehe çeviremez. Verimsiz yatırımlara ve lüks tüketim harcamalarına devam eden Türkiye, ticaret hadlerini lehe çeviremez.

Siyaset kurumu, ticaret hadlerinin ne olduğunu öğrenmesi ve ekonomik kurallara göre hareket etmesi gerekiyor. Zira, ekonomi bahane kabul etmez. Sorumluluğu başkalarına yükleyenleri de af etmez. Karşınıza cari açık, artan döviz kuru, enflasyon ve fakirlik çıkar.

2. Ürettiğinden daha çok tüketen toplumlar cari açık verir.

Kişi, aile, bölge ve ülke ürettiğinden fazla tüketemez. Tüketirse borçlanır. Borç almak, gelecekteki gelirin şimdiden tüketilmesi anlamına geliyor. Gelecek kuşakları sıkıntı bekliyor.

Şu anda yaşadığımız sıkıntının kaynağı, üretilenden daha çok tüketiyor olmamızdır. Sonuç cari açıktır. Cari açık verildiği zaman, döviz talebi, döviz arzını aşıyor. Kurlar yükseliyor. Yükselen kurlar ithalatı pahalı hale getiriyor. İthal malları fiyatı artıyor. Vatandaşın satın alma gücü azalıyor. Feryat başlıyor. Halbuki ekonomik kurallar işliyor.

Daha az tüketip, tasarruf etmemiz gerekirken, suçu başkasına atmak geleneğini kıramadık. Vatandaş suçu Hükümete atıyor. Baştakiler, kurların ''Dış Güçler'' tarafından maniple edildiğini söylüyor. Suçu başkasına atma geleneği devam ediyor.

Ekonomi ise kaynakları israf etmeye son ver, döviz yutan verimsiz ve gösteriş yatırımlardan vaz geç, daha az tüket ve tasarruf et talimatı veriyor. Bahane üretenleri ve ekonomik kurallara uymayanları ağır şekilde cezalandırıyor.