Geçen hafta Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli Uludağ Ekonomi Zirvesi'ndeki konuşmasında tarımda 2030 hedeflerini açıkladı. 2023 hedeflerine ise hiç değinmedi. O hedefleri görünce geçen 10 yılın nasıl heba edildiği ve 2023 hedeflerine ulaşılamayınca hayallerin bir 10 yıl daha ertelendiği söylenebilir.

Bundan 10 yıl önce tarım ve gıda için belirlenen ve yıllarca gündemde tutulan, çokça konuşulan ama gerçekleştirilemeyen 2023 hedeflerini hatırlayan var mı?

Unutanlar için hatırlatalım. Özellikle 12 Haziran 2011’deki genel seçim öncesinde vaatler, hedefler havada uçuşuyordu. Cumhuriyetin 100.yılı yani 2023’e ilişkin yaşamın her alanıyla ilgili hedefler belirlenmişti. 2023 için adeta “cennet” vadedildi.
Dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker, tarımda 150 milyar dolarlık üretim, 40 milyar dolarlık ihracat yapılacağını her fırsatta müjdeliyordu.

2023 hedefleri neydi?

AKP’nin 2011 seçim beyannamesinde de yer alan “Tarımda 2023 Hedefleri” özetle şöyle sıralanıyordu:

– Tarımsal milli gelir 150 milyar dolara, ihracat 40 milyar dolara çıkarılacak.

– Türkiye tarımda 2023’te dünyanın ilk 5 ülkesi arasında yer alacak.

– Sulanabilir 8.5 milyon hektarlık alanın tamamı 2023’e kadar sulamaya açılacak.

– Tarım ve Gıda Bakanlığı kurulacak.

– Tarımsal girdilerde destekler artarak devam edecek.

– Türkiye’nin coğrafi durumu küçükbaş hayvan yetiştiriciliğini zorunlu kılmaktadır. Koyun ve keçi yetiştiriciliğinde modern ve profesyonel işletmelerin kurulmasına yönelik teşvik ve destekler artarak devam edecek.

– Desteklemeler bütün bölgelerde ve ürünlerde havza modeline göre uygulanacak.

– Tarımda arazi toplulaştırması 2023’te tamamlanacak.

– Türkiye, kendi çiftçisine yeterli tohumu sağlamasına ilaveten en önemli tohum ihracatçısı ülkeler arasında yer alacaktır.

Ne kadarı gerçekleşti?

Bu hedeflerin hiçbiri gerçekleştirilemedi. Sadece, “Tarım ve Gıda Bakanlığı kurulacak” hedefi gerçekleştirildi. Fakat ondan da geri adım atıldı. Tarım ve Köyişleri Bakanlığının adı 8 Haziran 2011’de Resmi Gazete’nin Mükerrer sayısında yayınlanan kararname ile “Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı olarak değiştirildi. Adı hedeflerde belirtildiği gibi Tarım ve Gıda Bakanlığı olmasa da içerisinde “tarım” ve “gıda” sözcükleri vardı en azından.

Fakat, 2018’de Cumhurbaşkanlığı Sistemi’ne geçilince bakanlığın adı bir kez daha değişti. Gıda gitti, orman geldi. Bakanlığın adı Tarım ve Orman Bakanlığı oldu.

2019’da Tarımda Milli Birlik Projesi ile bakanlığın kapısına neredeyse kilit vurulacakken ve taşra teşkilatı kapatılacakken projeyi Cumhurbaşkanı’na sunulmadan önce açıkladığımız için kamuoyundan gelen tepkilerle bu proje hayata geçirilemedi.

Tarımsal hasıla ve ihracat

Diğer hedeflere gelince, 2023’te tarımsal hasıla 150 milyar dolar olacaktı. Tarımsal hasıla 2015’te dolar bazında en yüksek seviyeye 59.4 milyar dolara ulaştı. 2019’da 48.5 milyar dolar, 2020 sonu itibariyle 44.4 milyar dolar seviyesine geriledi. Yani 150 milyar dolara yaklaşmak bir yana her yıl biraz daha uzaklaşılıyor.

Gıda ihracatı 40 milyar dolar hedeflenmişti. Dünya Ticaret Örgütü verilerine göre 2019’da 20 milyar 284 milyon dolar gerçekleşti. Aynı yıl ithalat 19 milyar 798 milyon dolar oldu. Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, açıklamalarında ithalat rakamlarını vermiyor ama, ihracatın 2020’de 20.7 milyar dolar olduğunu ifade ediyor. Yani 40 milyar dolar hedefinin yarısına ulaşılmış görünüyor.

Tarımsal sulamada 8.5 milyon hektarın tamamı sulamaya açılacaktı.2020 itibariyle 6.7 milyon hektarı açıldı. Arazi toplulaştırmada belirlenen hedefin çok gerisinde. Kısacası 2023 hedefleri hayal oldu.

Havza modeli uygulanamadı

Bu hedeflerin belirlenmesinden önce Mehdi Eker’in bakanlığı döneminde “Havza Modeli” hazırlandı. Ülke 30 havzaya bölündü. Hangi ürün hangi havzada daha verimli ise orada desteklenecekti. Modeli hazırlayan Mehdi Eker bile bunu uygulamadı. Sonrasında 2017’de bakanlık koltuğuna oturan Faruk Çelik döneminde, model değiştirilerek her ilçe bir havza kabul edildi ve 941 havza oluşturuldu. Bu model de uygulanamadı. Uygulansa çok yararlı olurdu.

İthalat politikası

Türkiye’nin tarım potansiyeli belirlenen 2023 hedeflerinin çok üzerinde. Fakat, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin 2002’den bu yana uyguladığı tarım politikası bu hedeflere ulaşmayı değil, ithalata dayalı bir politika ile tahrip etmeyi, tarımı yok sayan bir yapıda ilerledi. Bugün hiç bir şey yapmasanız, hiç bir hedef belirlemezseniz bile kendi dinamikleri içerisinde tarım ve gıda sektörü elbette bir ilerleme kaydeder. Gelinen noktada potansiyelini değerlendirmek yerine hiç bir zaman ithal etmeyeceği ürünleri bile ithal etmek zorunda kalan bir Türkiye var. Pandemi döneminin sunduğu bir çok fırsatı bile değerlendiremeyen, çok pahalı olmasına rağmen ithalatı sürdüren bir politika uygulanıyor.

Geçen hafta Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli Uludağ Ekonomi Zirvesi’ndeki konuşmasında tarımda 2030 hedeflerini açıkladı. 2023 hedeflerine ise hiç değinmedi.

O hedefleri görünce geçen 10 yılın nasıl heba edildiği ve 2023 hedeflerine ulaşılamayınca hayallerin bir 10 yıl daha ertelendiği söylenebilir.