YAHUDİ MAHALLESİ’nin yıkık dökük tarihi binalarının ve ıssız dar sokaklarının arasında yolculuğa çıktım bugün.

Bir arkadaşımın tavsıyesi üzerine gittiğim , Saman Pazarı, Çıkrıkçılar Yokuşu, Ankara Kale ‘sinin yanıbaşında çoğu Ankaralıların bile bilmediği, Yahudi Mahallesinin bakımsız, yıkık dökük evlerinin olduğu sessiz mekanda buldum kendimi..

Ulus’ta , yoldan geçene, polise, esnafa vs. Bu mahalle nerede diye soruyoruz , kimse bilmiyor… böyle bir yerin varlığından haberi yok çoğunun. Antika ürünler satan orta yaşlı beye..” Buralarda kilise varmış , nerede ? Biliyor musunuz “diye sorunca tarif etti .. Nihayet bilen biri çıktı dedik.Arkadaşımla beraberdim, yalnız gitmeye çekindim.. Farklı bir yer olduğunu tahmin etmiştim, ıssız,kuş uçmaz kervan geçmez derler ya hani, öyle…Hangi eve bakacağımızı şaşırdık, ayrı bir dünyaydı burası.Kaderine terkedilmiş bir yer.

İspanya’dan , Portekiz’den Türkiye’ye göç eden Yahudilerin bir bölümü Ankara’nın bu bölgesine yerleşmişler.Yıkılmış ve yıkılmaya yüz tutmuş bu eski , tarih kokan evler içimi sızlattı..Özellikle Hayim Albukrek Evi geometrik desenli nakışla işlenmiş( fotoğrafını paylaştım..)İtalyan mimar tarafından yapılmış çok özel bir ev.. Bunların korunmaya alınması gerekir diye düşündüm. Sağımdaki solumdaki çoğu evler iki katlı, ahşap,tuğla, kerpiçten yapılmıştı. işçiliğinin güzelliği de ortadaydı. Bu arada bazı evlerde oturanlar da vardı o yıkılmaya yüz tutmuş haliyle..

Yorgun ve bitkin gözüken genç bir bayan , camları kırık yapıştırıcılarla yapıştırılmış penceresi olan, sarı boyalı dökük bir evin önünde odun kesiyordu, sordum ona, “Burada mı oturuyorsunuz?

“Evet.. bu sarı ev bizim, kayınpederimin evi, yıllar önce yahudilerden satın almışlar, iki kızım var, biri üniversitede biri yanımızdaki okulda okuyor kira vermemek için bu evde kalıyoruz “dedi.

İmkansızlıklar insanları mecbur bırakıyor.

Bu kısa yolculuk bana az geldi, yetmedi.. Paslanmış zincirlerle kilit vurulmuş bu kapıların kapanması beni yaşanmışlıklara götürdü yine..Ankara’da oturup da buraları farketmemek , görmemek bir eksiklik bence.. Görülmeye değer bir ortam.. Ayrıca korunmaya alınıp restorasyon yapılmalı diyorum.. Beni bu güzellikleri görmeme vesile olan arkadaşıma da teşekkür ediyorum..