Son ayda yaşanan kur istikrarsızlığının gerisinde, çok basit bir yanlışlık var. Bu yanlışlık, Türk Lirasının Sermayeyi temsil etmiyor olmasından kaynaklanıyor.

Taklit, her konuda olduğu gibi, ekonomi alanında da var. Batı ülkelerindeki, para politikaları bize uymaz. Sebebi, Türk Lirasının uluslararası geçerli para olmamasıdır. Dolar, Euro, Yen, Sterlin ve Çin Parası Renbinmi, uluslararası geçerli paradır. Bunlar, sermayeyi temsil ederler. Zira, uluslararası piyasadan, dolar, euro, yen, sterlin ve renminbi ile SERMAYE MALLARI satın alınabilir. 

TL ile uluslarası piyasadan, sermaye malları satın alabilmek için, saydığım paralardan birine dönme mecburiyeti vardır. Bu mecburiyet, TL’nin sermaye malları satın alabilme kabiliyetini ülke sınırları ile sınırlıyor. Sermaye malı sıkıntısı çeken Türkiye’de, TL ile yatırımlar tamamlanamıyor. Sermaye mallarının ithal mecburiyeti, kur sorunu olarak karşımıza çıkıyor. Sorunumuz budur. Yani, TL sermaye mallarını temsil etmiyor.

Seermaye mallarını temsil etmediği için, TC Merkez Bankası kaynakları ile sermaye üretilemiyor. Uluslararası geçerli paralara ilişkin, merkez bankası para politikaları ile bizim merkez bankasının para politikaları aynı sonucu yaratmıyor. Bu nedenle, politika faizini düşürmek, piyasa faizini düşürmüyor.

Düşüremez. Çünkü, PİYASA FAİZİNİ SERMAYE ARZ VE TALEBİ tayin ediyor. Piyasaya sürülen TL, sermaye özelliği taşmadığı için sermaye arzında artış sağlamıyor. Politika faizi düştü diye, piyasa faizi düşmüyor. Nitekim bir aydan beri, politika faizini düşük tutmak, piyasa faizini düşürmedi.

Enflasyon hesabına göre, merkez bankasının uyguladığı politika faizi, reel anlamda negatif seviyeye düştü. Negatif faiz enflasyonu hızlandırır. Enflasyon beklentilerindeki artış, piyasayı tedbire zorluyor. Kurlar artıyor.

Politika faizini düşürmek ve aynı seviyede tutmak için piyasaya TL vermek lazım. Piyasaya sürülen paralar sermaye piyasasına giremiyor. Para piyasasında kalıyor. Para piyasasında kaldığı için, dolara dönüyor ve kurlar artıyor.

Din kuralları ile ekonomik kurallar bağdaşmaz. Batı bunu 1520 yılında çözdü ve Doğuya fark attı.Bu gerçek biliniyor. Ekonomi bilimi çareyi aşağıdaki gibi özetliyor;

Politika faizi=Piyasa faizi uygulamasına hemen geçiniz. Zira, finans kesimindeki yanlışlık, ekonomiyi durgunluğa sevk edecek aşamaya geldi. Üreticiler ve yatırımcılar TL ile hesap yapamıyor. Önünü göremiyor ve bekliyor. 

Palyatif politikalar çözüm üretmez. Zaman kaybından başka bir işe yaramıyor. Ekonomik prensipler herkesi bağlar. Türkiye yüksek rakamlı büyüme hızı yakaladı. Bu şansı kaçırmak, ekonomik akıl ile bağdaşmıyor.