Yenilenen seçimler ve sonuçları = AKP yönetiminin iflasıdır. Evet, başlık biraz ağır oldu gibi duruyor ama nedenlerini aşağıda açıkladığımız zaman siz de hak vereceksiniz.  Yalova ve Ağrı illerinde yerel seçimler YSK ( Yüksek Seçim Kurulu ) nun kararı ile yenilendi. Yalova’da CHP ve Ağrı’da BDP adayları seçimleri kazandılar. Hayırlı ve uğurlu olsun diye meseleyi geçiştiremeyiz. Bu seçimler daha çok su kaldırır. Bir defa seçimler YSK tarafından hile karıştırıldığı saptanarak iptal edilmiş ve seçimler yenilenmiştir. Yani seçimlere hile karıştırıldığı YSK kararı ile sabit olmuştur. Peki, bu hile nedir kim veya kimler bu hileyi yapmışlardır. Bu konuda cezalandırılmak üzere yargıya iletilmiş bir suçlu bildiğim kadarı ile yoktur. Yanı seçimlerde hile yapmak adeta serbesttir. Hile yap seçimi yenile. Hile yapana bir şey yok. Bu sonuç demokrasinin ve hukuk devletinin güvenceden yoksun kaldığının bir kanıtıdır.

Gelelim ikinci konuya. Bu iki mini seçim şunu göstermiştir. AKP artık Türk seçmeni tarafından istenmemektedir. Nasıl istensin ki.

-Altın temel alınırsa hayatımız %650 pahalanmıştır

-Yine altın temel alınırsa ücret ve maaşlarımızın alım gücü %50 azalmıştır

-Türk hazinesinin alım gücü yine altın temel alınırsa %40 azalmıştır

-Vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğü tehlikeye girmiştir.

- Yargı bağımsızlığı vardır diyebilecek bir Türk vatandaşı kalmamıştır

-Açık bütçeler enflasyon ve hayat pahalılığı milletimizi tam manasıyla iflasa sürüklemiştir

Bu gidişe milletimizin çoğunluğu vize vermez. Nitekim verilmemiştir. Milletimiz büyük bir ikaz yapmakla yetinmemiştir. Büyük büyük vaatleri ve çıkarları elinin tersi ile itmiş ve ben çocuk değilim beni çocuk gibi kandırma demek istemiştir.

 

Sadece SOMA faciası bile AKP ye hayır demek için başlı başına yeterli bir nedendir. Ama aşağıdakiler de AKP döneminde yaşanmıştır. Tekrar yaşanmayacağına dair en küçük belirti yoktur.

Adapazarı-Pamukova’da hızlı tren denemesinde 41 kışı katledilmiştir.

Uludere’de 34 kişi katledilmiştir

Reyhanlı’da 52 kişi katledilmiştir.

Somada 301 kişi katledilmiştir. (*)

14 Mayıs 1950 tarihinden bu yana Türk parasının ve Türk Milletinin güvenliği açık bütçe ile yok edilmiştir. O tarihte 3 TL olan bir ABD doları bu gün  itibari ile 2.110.000 TL dır. Demokrasimizin Türk Milletine getirdiği esas getirisi Türk Parasının 700.000 defa ezilmesidir. İleri demokrasi döneminde  (2002-2014 arasında) ise %80 ezilmiştir. Esas yanlışlar gaflet ve dalalet ve hatta hıyanet denilen şey işte budur.

Soma bize Devletimizin ve Cumhuriyetimizin hiçbir ilkesinin, hiçbir ciddiyetinin ve hiçbir gücünün kalmadığının hayata geçen bir görüntüsüdür. Bunların ilk başlangıcında, dinimizden uzaklaşmak bilim yolundan uzaklaşmak Atatürk ilkelerinden uzaklaşmak tarihimizin ilkelerinden uzaklaşmak gibi milli ihanete varan uygulamalar yatmaktadır. Kimsenin aklına yıllardan beri Milli Reaksiyonların doğmasına gelişmesine ve büyümesine yol açan ( Açık bütçe enflasyon laik eğitimin yok edilmesi Köy Enstitüleri’nin ve Halk Evlerinin kapatılması vs.)  temel yanlışları düzeltmek gelmiyor.

Siyasilerimiz 14 Mayıs 1950 tarihinden bu yana Denk Bütçe + Laik eğitimden uzaklaşan bütün toplumlarda alınacak her tür önlemin başarısızlıkla sonuçlanacağını ve su üstünde yazılmış yazılar gibi hemen silineceğini bilmiyorlar. Yeni seçilen belediye başkanlarımıza da birkaç sözümüz olmalıdır. Denk bütçeye ve laik eğitime dönülmeden belediye hizmetleri çölde bir vaha gibi olur. Yapılamaz. Bu memleket her tarafı şehit kanları ile sulanarak Türk Milletine Anayurt yapılmıştır. Türk milletinin Milli kahramanlarına dil uzatmak belediye başkanlarının asla ve asla yapmamaları gereken işlerdendir. Ağrı belediyesi, başkanlığına seçilen Sırrı Sakık’ın. Beldesindeki Kazım Karabekir isminin yazıldığı yerlerden kaldırmakla işe başlayacağı haberlerine inanmak dahi istemiyoruz.

Belediye başkanlarımız Denk bütçe mücadelesine ve laik eğitim mücadelesine katılmadan ve bu iki temel konuda Cumhuriyet ilkelerine dönmeden yerel başarı sağlayamazlar. Çünkü bunlar yapılmadan diğer tüm yapılacak işler su üstüne yazılmış yazı gibidir. 14 Mayıs 1950 den beri su üstüne çok yazılmış yazılar gördük. Refah ve saadetten vazgeçtik. Cumhuriyetimizi arar haldeyiz.

(*)Op. Dr. Aytekin Ertuğrul:  AKP Anayasa Mahkemesine Verilmeli midir NEDEN?  Togan Yayınları 2013- İstanbul