Herkese merhaba...

Ne yazsam, neler yazsam da sizleri sıkmadan, yormadan hafif hafif dertleşsek diye düşünüyorum. Dertlerimiz o kadar fazla ki insan nereden başlayacağını bile bilmiyor çoğu zaman. Hal böyle olunca da kafa karışıklığı çok normal geliyor.

 

Dün çok sevdiğim bir yazarın instagram üzerinden video yayınlayarak isyan edişini izledim. Abartmıyorum ve isyan diyorum evet. Spor aleti alıp nasıl kilo aldığını, plates yapmak için yer matı alıp oğlunun hastalığı için kullandığını, okuduğu onlarca kitabın ona bir şey katmadığından bahsediyordu.

 

Neden ve nasıl?

İnsanların dünyası o kadar farklı ki? Bilinç dediğimiz bu duygu durumu ile baş edemiyoruz. Tam da bu noktadan bahsediyordu aslında. Kısa bir örnek vermem gerekirse; hayvan haklarından, sevgisinden bahsedip öğle yemeğinde tavuk yemeği veya et yemeği nasıl kaldırabiliyorsunuz diyor. Kendinizi meditasyonlarla rahatlatıp kadın cinayetlerine nasıl sakin bakabiliyorsunuz diyor.

 

Ben hak verdim açıkçası ama sürekli hayıflanarak veya ah ile vah ile ömür geçiremeyeceğimiz de bir gerçek. Bunun temeli sağlıklı bireyler yetiştirmekten geçiyor. Ve bu da hayli zaman alacak bir iş. Zor değil ama zaman gerek. Birdenbire bu düzenin değişmesini istemek de pollyannacılık olur. Hayal gücünü çalıştırmak olur. Klavye başında akşama kadar yazalım, çizelim. Faaliyete geçmeden mümkün mü bir şeylerin değişmesi? Bence değil.

 

Zaman...

Her şeyin ilacı dediğimiz şu zaman böyle hayıflanarak geçirmek için çok kısa, köklü değişimler için hayli uzun bir yolculuk. Bir yerden başlamamak da ahmaklık olur. Okunan kitapların işe yaramaması konusuna katılmıyorum. Çünkü iyileşmek isteyen iyileşir, kendini geliştirmek isteyen de geliştirir. Hiç faydasız bir kitap olduğunu düşünmüyorum. Bin bir emek ve gayretle yazılmış bir cümle dahi insan hayatına dokunabiliyor ki sanmıyorum faydasız kitaplar olsun. Doğru okuma zamanını yakalamış olmak gerekir. Mesela ben okuma yaparken ilk 100 sayfaya söz veriyorum ve beni gerçekten yoruyorsa başka kitaba geçiyorum. Daha sonra aynı kitabı tekrar okumaya başlıyorum ve kitap akıp gidiyorsa benim için doğru zaman gelmiş demektir diyorum.

 

Kendi rotamı kendim belirliyorum. Olaylara hayıflanmak yerine kızlarımı en iyi şekilde yetiştirmeye ve karşımdaki insanları anlamaya çalışıyorum. Bu düzen içerisinde sakin kalabilmek için evet meditasyon, nefes egzersizleri, yoga, plates yapıyorum. Deniyorum. Daha yeni ne olabilir ve beni ne mutlu eder araştırıyorum. “Eyvah, tüh bugünde bu oldu” deyip çalakalem bir şeyler yazıp paylaştıktan sonra denize yüzmeye gitmiyorum. Hiç paylaşmadan sorunun kökenine bakmaya çalışıyorum. Ama bizim milletimizin paylaşmayan insanı duygusuz ve hissiz yapmakta üzerine yok.

 

Yaşayın ve yaşamaktan kaçmayın.

Korkmayın ve araştırın.

Her duyup okuduğunuza değil, akıl ve mantık ile derin incelemeler sonucu ortaya çıkarılmış bilgilere ulaşmaya çalışın.

Daha net ve daha anlaşılır olan işlerin ikna ediciliği de fazla olur.

 

Bu hafta benden bu kadar. Sağlıkla ve huzurla, hoşça kalın.