İnsan doğasından geliyor. İnsan, tembelliği çalışmaya tercih eder. Zengin olan kişi çalışmak istemiyor. Toplumun çoğunluğu zengleştiği zaman, çalışacak adam dahi bulunamıyor. Bunu en iyi Türkiyede görmeniz mümkün.

Son yıllarda Türk toplumu zenginleşti. Köyden şehre akın devam ediyor. Köylerde ahıra giren kalmadı. Mandıralarda Afganlar çalışıyor. Koyunu Afganlar güdüyor. Tarlaya giden sayısı da azaldı. Köylü yumurtayı, marketten satın alıyor. Büyük şehirlerde ev işlerine Özbekler bakıyor. İhtiyarlara Türkmenler bakıyor. Fabrikalardaki ayak işlerini Suriyeliler yapıyor.

Biraz daha zenginleştiği taktirde, Türkiye, daha da tembelleşecek. Düşük seviyeli işlere işçi bulmak zorlaşacak. Yabancı işçi kullanımı artacak. Refah yükselcikçe, doğum azalacak. Yaşlı nüfus artacak.

Çare nedir?

-Çare eğitimden geçiyor. Gelir seviyesindeki artış ile zeka seviyesindeki artış arasındaki oransal ilişki doğrusal olmalıdır. Pozitif eğitim ile bu ilişki sağlanabilir. 5 yıllık matematik eğitimi, IQ seviyesinde 10 birimlik artış yaratıyor. Ortalama IQ seviyesini artıramayan toplumlarda gelir artışı, tembelliği artırıyor. Zira, gelir arttıkça, bireyin zeka seviyesini artıramayan toplumlarda, idealardan yoksun bireyler çoğalıyor.

-Gelir arttıkça, tüketim alışkanlıklarında meydana gelen değişikliği hızlandırmak çözüm olabilir. Tüketici kredileri yöntemiyle, bireyler daha fazla tüketsin. Tasarruf etmesin siyaseti uygulanabilir. Batı bu yöntemi tercih etti. Amerikada, eğitim ile zeka seviyesi artırılamıyor. Tüketim artışı ile soruna çözüm arıyor. Bireyler, elde ettikleri gelirin tamamını tüketiyor. Amerikada, toplam tasarruflardan daha çok tüketici kredisi verilmiş. Herkes borçlu. Geleceğini tüketiyor. Böylece, zenginleşmenin getireceği tembellik önlenmiş oluyor.

-Servetin kuşaklara aktarımını engellemek soruna çözüm olabilir. En çok kullanılan metot veraset vergileridir. Veraset vergileri yöntemiyle, önceden kazanılan varlıklar tüketilebilir. Ortada varlık olmayınca, tembellik de olmaz.

-Zenginleşmenin önü kesilebilir. Herkes ''kendini yeniden üretecek gelir seviyesine'' mecbur bırakılabilir. Nepotist ve sosyalist diktatörler bu metodu kullanmıştır. Halen kullanılıyor. Bu metodun tipik örneği, Türkmenistanda yaşanıyor. Devleti ele geçiren bir aile ülkenin tüm kaynaklarına el koymuş. Dünyanın yüzde 11 doğal gazına sahip Türkmenistan halkı, yokluk ile yaşıyor. Metod, insanları çalıştırıyor. Ancak, gelişmenin dinamizmini de öldürüyor.

-Sosyal devlet politikalarında ölçüyü kaçırmamak lazım. Bu konuda en başarılı ülke Amerika Birleşik Devletleridir. Amerika'da sosyal devlet yok. Herkes başının çaresine bakmak zorunda. Çalışmayan ve tembellik yapan kişi, evsiz kalıyor. Amerikada evsiz diye tanımlanan bir sınıf var. Bu sınıfın mensupları, milyonlar ile ölçülüyor. İnsanlar evsiz sınıfına düşmemek için var gücüyle çalışıyor. Amerikadaki zenginlik, tembelliğe neden olmuyor. Amerikada zengin sayılan bir kişinin sevsiz sınıfında düşmesi an meselesidir. Bu nedenle, zenginler dahi çalışmayı tercih ediyor.

-Avrupa Ülkelerinde sosyal devlet anlayışı var. En çok bizde uygulanıyor. Türkiyede 4 milyondan fazla insan yeşil kartlı. Devletten yardım alıyor. Evde bakım ücreti, yaşlılık aylığı, hastane masraflarını devlet karşılıyor. Mezarlık hizmetlerini dahi devlet üstlenmiş. Devlet para bulmak için çabalayıp duruyor. 20 milyona yakın insan, devlet eliyle tembelleştirilmiş. Çalışacak adam bulunamıyor.