Paris dörtlüsü diye tanımlanan İngiltere, Fransa, İtalya ve ABD temsilcileri 1919 yılında, tarihe geçen ünlü kararı alıyor. Bu karara göre ''Anadolu Türkleri yok edilmeli, edilemez ise geldikleri yere Orta Asyaya sürülmelidir''

Paris dörtlüsü, aldığı kararı uygulamak üzere, teklif Yugoslavya Kralına götürür. Yugoslav Kralı ''insan haklarına aykırıdır'' diyerek ret eder.

Teklif Yunan Kralına götürülür. Kral danışma meclisini toplar. Genel Kurmay Başkanı İoannes Metaxas '' Osmanlının silah bırakması sizleri yanıltıyor.Türklerin görünmez orduları vardır'' diyerek karşı çıkar. Kral dinlemez. Metaxası görevden alır.

15 Mayıs 1919 günü, İngiliz ve Fransız donanması destekli 300 bin civarında Yunan Askeri İzmire çıkartma yapar. Helenlerin Lideri konumundaki İzmir Metropoliti Hrisostomos işgalci orduyu Pasaport mevkinde karşılar ve tarihe geçen söylemini icra eder.

Metropol Hrisostomos ''Türk kanı içmek helaldir. Ben de suzuluğumu gidermek için, bir bardak Türk kanı içeceğim'' diyerek işgalci Yunan Ordusunu takdis eder.

O gün İzmirde eli silah tutan gençlerin tamamı katledilmiştir. Cenazeler, Alsancaktan denize atılmış, akıntı cesetleri Karşıyakaya taşımıştır. Karşıyaka halkı, içlerinde 12 yaşında gençlerin de bulunduğu cesetleri toplayarak, Karşıyaka Mezarlığına defnetmiştir.

Yunan Ordusu, Afyon istikametine hareket eder. Önüne gelen köyleri yağmalar. Gençleri kurşuna dizer. Kadınların ırz ve namusu kirletilir. Yüzlerce Türk kadını utancından intihar eder.

Aradan 3 Yıl 3 Ay 24 gün geçmiştir. Ulu Önder Atatürk Önderliğinde, Türklerin Görünmez Orduları harkete geçmiş. 30 Ağustos 1922 günü Yunan Ordusu savaşı kaybetmiş, İşgalci askerler İzmir üzerinden, kendilerini bekleyen İngiliz Donanmasına sığınmak amacıyla kaçmaktadırlar.

İşgalin başlangıcında ''Türk kanı içmeyi helal sayan'' Metropolit Hrisostomos panik halinde kaçmakta olan askerlerin yakasına yapışır. ''Gidemezsiniz'' diyerek, kaçanları lanetler. Askerlerden birisi, Hrisostomostan kurtulmak için kurşunu sıkar. Hrisostomos, İzmir saat meydanında cansız yere yıkılır.

9 Eylül 1922 günü, İzmir İşgalden kurtulur. O günden beri şanlı Türk Bayrağı İzmir üzerinde dalgalanıyor.