Seçimden hemen sonra, arabadan indik, hava karanlık, hafif de yağmur yağıyordu. Herkesin tanıdığı, ben deyim gogocu, siz deyin psikopat bir genç dostun yanına gelir.Sen, yolunu bulamazsın, der. El feneriyle yolunu aydınlatayım da sen yürü der.
 Karşıdaki kişi, biraz ürkek, biraz da şaşkın; hadi sen aydınlat da biz yürüyelim der.
 Sevgili dostlar, şapkamızı önümüze koyalım, aydınlık yarınlara var mıyız?
 Bu hükümetten kurtulmak istiyor muyuz?
 Şaibeli seçimlere, şikelere, rüşvet ve yolsuzluklar için gereğini yapmak istiyor muyuz?
 
Kulağım çınlıyor, evet diyorsunuz. Evet diyorsunuz ama, Allah rahmet eylesin, ANAP eski bakanlarından merhum Taşar, İstanbul ilinde bir halk pazarını gezerken vatandaşlar kendilerine laf atar. Rahmetli Taşar da kendilerine dönerek, “hala bıraktığımız yerde otluyorsunuz der”. O zihniyetten sonra Anap baş aşağıya düşmeye başlar ve bir daha kalkamaz.
 
Gelelim kendimize;
 
Allah aşkına, 70 li yılların CHP si ile bugünkü CHP arasında fark görebiliyor musunuz?
 
70 li yılların aydınlarıyla, bugünkü aydınlar arasında fark görebiliyor musunuz?
 
Biz idollerimize sahip çıkabilseydik, değerlerimizi kaybetmeseydik, Ordu ilinde bileğimizi hiçbir siyasal faktör bükemezdi. Tabansız parti AKP, yüzyıllık çınar olan CHP yi alt etmesinin en önemli sebeplerinden biri, CHP yi kırsal alanda unutturmamızdan kaynaklanmaktadır.
 
Neler yapabiliriz;
 
Adı aydın olarak bilinen bazı şahısları CHP den derhal uzaklaştırmak gerekir. Çünkü bunlar ısrarla halka, oy vermeyenlere hamam böceği benzetmesi yapmakta, koyun ve ya aptal yerine koymaktadırlar. Oysa CHP, gücünü, yüzde 10 luk mutlu azınlıktan ziyade ezilen çiftçisinden, işçisinden, köylüsünden ve kentlisinden  alırdı. Ve asla kendi halkına baş örtüsü takıyor diye aşağılamazdı. Ulusal TV ler de başörtüsü takıntısı olan bazı sünepelerin yüzünden CHP oy kaybetmektedir.
 
Bir başka konu, CHP’ nin seçmenleri okur yazardır, eğitimlidir vs.. hikayeleri uydururken bugün bakıyoruz ki AKP belediye başkan adayları yüksek eğitim görme oranı CHP nin adaylarını neredeyse ikiye katlamış durumdadır.
 
Halkçılık ilkesini amblemimizden çıkardık AKP ye altın tepsiyle sunduk, onlar sahada oynuyorlar biz tribünden seyrediyoruz. CHP yi salon ve balo partisi haline getirdik.
 
Bunlardan arınabilmemiz için otoriter, agresif, eğitimli, yolunu görebilen liderlere ihtiyacımız vardır. size küçük bir örnek;
 
Genel başkan Kemal Kılıçdaroğlu, pırıl pırıl bir insan. Avrupa da herhangi bir devlette liderlik yapabilir. Çünkü yaşamı sadedir, ama son 6-7 seçimi kazanan AKP liderine baktığımızda peşinde yüzlerce insan, yüzlerce koruma ve şov yapıyor. TV ye bu görüntüler düştüğünde insanlar ister istemez adı rüşvet ve yolsuzluk olaylarına bulaşan bu iktidarı güçlü görüyor.  Genel Başkanımızın Kurmaylarını ve çevresini dirayetli, Kültürlü, Gereğinde şov yapabilecek, halkçı nitelikli guruptan oluşması gerekir.
 
CHP genel merkezindeki hatta il ve ilçelerdeki yüzleri yenilemeliyiz. Dar alanda kıvrak hareketler, kıvrak paslaşmalar yapmamalıyız. Abidik gubidik oyunlardan uzak durmalıyız. Açık ve net olmalıyız.
Seçimleri ilimizde kaybettik, olabilir. Ancak neden ve niçin toplantılarını geniş katılımcılar ile yapmalıyız. Konuşmak isteyen tüm üyelerimize  hatta seçmenlerimize konuşma hakkı tanımalıyız. Tabi konuşmacıları kalaya alarak, notlar tutarak.
 
Sandığa girmeden yapılan delegeler eğer  milletvekili aday adaylarına, seçilecek olan il ve ilçe başkan adaylarına oy verecekse bunun adı sahtekarlıktır. Bunun adı çıkardır, bunun adı menfaattir, bunu  adı siyasi ve etik olmayan bir duruştur. Birilerinin önüne ışık tutmaktır.
          Devamı Yarın
 
Hangi parti olursa olsun bu tür delege seçmek namüsait durumdur. Bireylerin özgür düşüncelerine pranga vurmak hatalı bir duruştur. Hiç kimseyi güçlü hale getirmez, aksine zayıflatır. Yani o tür şahısların g..ü göbeği hayalle şişer, gerçeklerle düşer. Demek ki;
 
1 Delege seçiminde parti içi demokrasiyi uygulayacağız
 
2 Fenerbahçe spor kulübünü örnek alarak, gruplaşmalara son vereceğiz.
 
3 Eş, dost, akrabaların kimliklerini ve resimlerini alıp, zoraki partilere kaydedip, partiye hiçbir katkıları olmadığı halde hatta ve hatta binlere yakın kimlikler parti binasında saklı dururken onların oylarına güvenmeyeceğiz.
 
4 Kırmızı kazaklı, elma yanaklı, kiraz dudaklı hiçbir zavatı partinin önüne geçirmeyeceğiz. Hasıl olan partinin kimliğidir.
 
5 Büyük kongre delegelerinin, il ve ilçe yönetim delegelerinin kurşun asker olmalarını engelleyeceğiz.
 
6 Partiye üye olan her yurttaşımızı 10-15 günlük süreyle parti içi eğitime tabi tutarak ondan neler beklediğimizi anlatmalı, onun nasıl hareket tarzı göstermesini izah etmeliyiz.
 
7 Her köye köy bilgisi dosyası tanzim etmeliyiz. Köy muhtarlarımızı ve azaları yılda en az iki kez toplu yemeğe almalıyız. Köyün istekleri ve ihtiyaçlarını tartışmalıyız, sorunlarını bilmeliyiz. Daha da önemlisi, köy, kent demeden, her haneye 3 ve ya 4 yıl içerisinde en az 5 kez gitmeliyiz. Çocuklarının eğitimi, ihtiyaçları, altyapı, elektrik, su, yakacak gibi sosyal sorunlarına eğilmeliyiz.
 
8 Siyasal partilerde ağalık sistemine son verilmeli, parti içi demokraside birlik ve beraberliği kesintisiz sağlanmalıdır. Akraba ilişkileri nihayete ermelidir.

Sevgili okurlar, önümüzde cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimi var. Mayısın ilk haftasında da CHP Altınordu ilçe başkanlığı seçimi var. Kulağımıza gelen adaylara bir bakın, temsil kabiliyetlerine, agresif durumlarına, CHP ye ivme kazandırabilecek görüntülerine bir bakın, kararınızı ona göre verin. Hepsi benim arkadaşım.

Son seçimlere kadar bizim oylarımız çalındı diye yırtındık durduk. Size üniversite mezunu insanlar getirdik ama bir de baktık ki sandık listelerinde isimleri yok. Bir yanlışlık oldu, köydeki liste şehre indi, şehirdeki liste köye çıktı. Bilişimden sorumlu yönetici arkadaşlarımız bu tür konuları çok iyi bilmelidirler. Sırf laf olsun diye, sen bilişimden sorumlusun denmemelidir.

Naçizane fikrim, lütfen bir daha ki seçimlerde milletvekili aday adayları, il yönetimindeki arkadaşlar, ilçe yönetimindeki arkadaşlar, partiye giriş çıkış yapan kelli felli adamlar ve ben deniz Mehmet Ziya Odabaş, sandığın başına yazacaksınız, sandığın hesabını soracaksınız. Çünkü o sandık da, o oylarda bizim şerefimiz, namusumuzdur. Göz göre göre malını kaybedene de ahmak derler.
 
Selam ve saygılarımla…