Dünden Devam
 
Hangi parti olursa olsun bu tür delege seçmek namüsait durumdur. Bireylerin özgür düşüncelerine pranga vurmak hatalı bir duruştur. Hiç kimseyi güçlü hale getirmez, aksine zayıflatır. Yani o tür şahısların g..ü göbeği hayalle şişer, gerçeklerle düşer. Demek ki;
 
1 Delege seçiminde parti içi demokrasiyi uygulayacağız
 
2 Fenerbahçe spor kulübünü örnek alarak, gruplaşmalara son vereceğiz.
 
3 Eş, dost, akrabaların kimliklerini ve resimlerini alıp, zoraki partilere kaydedip, partiye hiçbir katkıları olmadığı halde hatta ve hatta binlere yakın kimlikler parti binasında saklı dururken onların oylarına güvenmeyeceğiz.
 
4 Kırmızı kazaklı, elma yanaklı, kiraz dudaklı hiçbir zavatı partinin önüne geçirmeyeceğiz. Hasıl olan partinin kimliğidir.
 
5 Büyük kongre delegelerinin, il ve ilçe yönetim delegelerinin kurşun asker olmalarını engelleyeceğiz.
 
6 Partiye üye olan her yurttaşımızı 10-15 günlük süreyle parti içi eğitime tabi tutarak ondan neler beklediğimizi anlatmalı, onun nasıl hareket tarzı göstermesini izah etmeliyiz.
 
7 Her köye köy bilgisi dosyası tanzim etmeliyiz. Köy muhtarlarımızı ve azaları yılda en az iki kez toplu yemeğe almalıyız. Köyün istekleri ve ihtiyaçlarını tartışmalıyız, sorunlarını bilmeliyiz. Daha da önemlisi, köy, kent demeden, her haneye 3 ve ya 4 yıl içerisinde en az 5 kez gitmeliyiz. Çocuklarının eğitimi, ihtiyaçları, altyapı, elektrik, su, yakacak gibi sosyal sorunlarına eğilmeliyiz.
 
8 Siyasal partilerde ağalık sistemine son verilmeli, parti içi demokraside birlik ve beraberliği kesintisiz sağlanmalıdır. Akraba ilişkileri nihayete ermelidir.

Sevgili okurlar, önümüzde cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimi var. Mayısın ilk haftasında da CHP Altınordu ilçe başkanlığı seçimi var. Kulağımıza gelen adaylara bir bakın, temsil kabiliyetlerine, agresif durumlarına, CHP ye ivme kazandırabilecek görüntülerine bir bakın, kararınızı ona göre verin. Hepsi benim arkadaşım.

Son seçimlere kadar bizim oylarımız çalındı diye yırtındık durduk. Size üniversite mezunu insanlar getirdik ama bir de baktık ki sandık listelerinde isimleri yok. Bir yanlışlık oldu, köydeki liste şehre indi, şehirdeki liste köye çıktı. Bilişimden sorumlu yönetici arkadaşlarımız bu tür konuları çok iyi bilmelidirler. Sırf laf olsun diye, sen bilişimden sorumlusun denmemelidir.

Naçizane fikrim, lütfen bir daha ki seçimlerde milletvekili aday adayları, il yönetimindeki arkadaşlar, ilçe yönetimindeki arkadaşlar, partiye giriş çıkış yapan kelli felli adamlar ve ben deniz Mehmet Ziya Odabaş, sandığın başına yazacaksınız, sandığın hesabını soracaksınız. Çünkü o sandık da, o oylarda bizim şerefimiz, namusumuzdur. Göz göre göre malını kaybedene de ahmak derler.
 Selam ve saygılarımla…