Demokrasilerde darbe yolu ile iktidarların değiştirilmesi asla ve asla hukuki ve anayasal yol değildir. Kabul edilemez. Bu işin alfabesidir. Ama demokrasilerde çoğunluğun azınlığa saldırması onu yok sayması bir tek kişiye bile olsa insan haklarına aykırı davranması da Asla ve asla söz konusu edilemez. Kabul edilemez. Geçen hafta yazımıza böyle başlamıştık. Bu hafta da yazımıza böyle başlıyoruz.14 Mayıs 1950 tarihinde başlayan açık bütçelerin Türk milletini tam manasıyla iflasa sürüklediğini bizzat İsmet İnönü’den dinlemiştik. Genel kanı odur ki 15 Temmuz DARBE GİRİŞİMİ açık seçik ŞİKE kokmaktadır. Hepimiz artık biliyoruz ki; 14 Mayıs 1950 tarihi demokrasiye paydos tarihidir. Neden bu böyledir. O tarihte demokrasi maskesi takmış dâhili ve harici bedhahlar iktidara gelerek insan haklarını ihlale başlamışlardır da ondan.  
Darbe girişimi soruşturması kapsamında yaşananlar, uygulananlar, acı ve düşündürücüdür. Bu iktidarın 2004 yılından bu yana yaşadıklarımızdan hiç ders almadığını acı acı göstermektedir. Birkaç haberi alt alta yazalım ve düşünelim.
Soruşturma kapsamında; 
Anayasa Mahkemesi üyeleri Alpaslan Altan ile Erdal Tezcan tutuklandı
Yargıtay Eski 9. Ceza dairesi Başkanı Ekrem Ertuğrul tutuklandı
HSYK eski Başkan Vekili Ahmet Hamsici tutuklandı
Milli Savunma Bakanlığında 262 hakim ve savcı için soruşturma başlatıldı
İstanbul'da 992 askeri personel tutuklandı
102 General amiral tutuklandı
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Baş Yaveri Albay Ali Yazıcı Tutuklandı
Askeri yargıda 64 Hakim ve savcı tutuklandı
1577 Dekanı istifa ettirildi.
Şehit sayısı 248 e ulaştı
Bu listeyi tam olarak buraya yazarsak yazacaklarımıza yer kalmaz. Ama bir örnek uygulama  sunalım.
Kastamonu Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Faruk Bal, çıkarıldığı mahkemece Türk Ceza Kanunu'nun309. maddesindeki "Anayasa'yı ihlale teşebbüs" ve 312. maddesindeki "Cebir ve şiddet kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti'ni ortadan kaldırmaya ve görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs edilmesi" suçlarından tutuklandı
Tutuklananların listesi çok uzun. Bu dar yere sığacak gibi değil. 
Birkaç örnek verelim:
Hava Kuvvetleri Komutanlığı Lojistik Başkanlığı Sistemler Daire Başkanı Tuğgeneral Recep Sami Özatak
- Hava Kuvvetleri Komutanlığı İstihbarat Daire Başkanı Tuğgeneral Aydemir Taşçı
- Hava Kuvvetleri Komutanlığı Hava Savunma Komuta Kontrol Başkanı Tuğgeneral Kemal Mutlum
- Kara Kuvvetleri Komutanlığı Eğitim Daire Başkanı Tuğgeneral Ali Rıza Çağlar
- Kara Kuvvetleri Komutanlığı'nda görevli Tuğgeneral Adem Boduroğlu
- Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Denetleme Değerlendirme Başkanı Tümamiral Ali Murat Dede
- Kara Harp Okulu Dekanı Tuğgeneral Kerim Acar
- Genelkurmay Başkanlığı Personel İşlem Daire Başkanı Tuğgeneral Uğur Şahin
 AKP'nin 14 yıllık karnesi maalesef çok kötüdür. 
 2004 te bir çeyrek altın 24.000.000 TL idi. Bu gün 198.000 000 TL dir. Artış %800 dür
2004 te bir Gram altın 18.000.000 TL idi. Bu gün 118.000 000 TL dir. Artış %650 dir.
2004 te bir ABD Doları 1.320.000 TL idi. Bu gün 2.980.000 TL dir artış %125 tir.
2004 te hazinemizin altın alım gücü 7.340.000 Kg altın iken 2015 te 4.836.000 kg a düşmüştür. Düşüş %65 tir.
2004 te asgari ücretlerle 10 çeyrek altın alınabiliyordu bu gün asgari ücretle 6,5 adet çeyrek altın alınabiliyor.
2004 ten bu yana yapılan açık bütçelerle toplamda 469 Katrilyon YTL Türk  Milletinin cebinden zorla alınmıştır
Türk milletinin itirazları bu rakamlaradır Bu dönemde nüfusumuz 7 milyon  artmıştır. Siz bu gaflet ve dalalet uygulamalarından  DENK bütçe yaparak çıkacağınıza, olağan üstü haller ilan ederek soruşturmaları genişleterek, derinleştirerek ve tutuklu sayısın arttırarak çıkamazsınız. Bilim çıkılamaz diyor. Tarih çıkılamaz diyor. Geçmişteki deneyimler çıkılamaz diyor. Ama siz diyorsanız ki çıkılır."" Durmak yok yola devam" diyorsanız biz ne diyelim. Onu da size Çarmıha gerilirken son arzusunu söyleyen İsa Peygamberimiz  söylesin: " Allah'ım sen onları affet. Onlar ne yaptıklarını bilmiyorlar"
 15 Temmuz 2016 gecesi yaşananlar bize bir ders verirse bir değeri vardır. Aksi halde her zaman olduğu gibi “ Durmak yok yola devam” denilirse ki verilen beyanatlara, ilan edilen OHAL’e ve Sulh Ceza hakimliklerinde verilen tutuklama karalarına bakılarak diyebiliriz ki hiç ders alınmıştır, İktidarın izlediği yol ( Açık bütçelere devam yolu) aynen devam edecektir.  Bu yol çıkar yol değildir. TBMM işe el koymalıdır. Bu gibi dar geçitlerden parti hükumetleri ile geçilemez. Hele hele Anayasamıza, bilimi temel alan yüce dinimize uymayan AKP hükumetleri ile hiç geçilemez. Bu yoldan gidilerek bu gün vardığımız duraktaki kardeş kavgasından kandan başka bir şey çıkmaz. Dökülen kanlar ölen canlar bizimdir. Bu insanlar eğer DENK bütçe ve Laik eğitim uygulaması olsaydı kışlalarında askerlerinin eğitim görevleri başında olacaklardı. Dost acı söyler.