Dâhili ve harici bedhahlarımız 14 Mayıs 1950 tarihini bir zafer günü olarak anarlar. Biz Kuvay-i Milliyeciler ise gaflet ve dalalet ve hatta hıyanetin başlangıç günü olarak. Son günlerde yaşadıklarımız bize bu günün gaflet dalalet ve hatta hıyanet günlerimizin başlangıcı olduğunu tekrar ve teyiden göstermiştir.

O tarihte bir ABD doları 280 kuruş iken bu gün itibari ile 3.040.000 TL dır. Ortalama bir 280 yerine 3 TL dersek. Türk parası tam tamına 1.000.000 defa düşman paralarına ezdirilmiştir. İşte demokrasi kahramanlarının yüksek marifetleri maalesef budur. Biz devamlı olarak perşembenin gelişi çarşambadan bellidir diye yazdığımız şey işte budur. AKP iktidarının “Durmak Yok yola devam” dediği şey de budur. Dağlıca’da şehit edilen askerler Iğdır’da bombalı tuzakla öldürülen polisler hepsi ama hepsi bu gaflet dalalet ve hatta hıyanetin sonucudur.

Hürriyet gazetesine yapılan saldırı da budur. Hürriyete yapılan saldırıdan sonra hükümetimizden bir ses çıktı. “Basın yayın organlarına yapılan saldırıları asla tasvip etmiyoruz.”. Dâhili bedhahlar ve Türk parasının ezilişini gözlerden saklamak için gerçek dışı beyanlar ve kamuflajlar uygularlar. Bunların başında gelen şey de teröre ve terörist eylemlere lanettir. Ama terör lanetçileri nedense terörü doğuran açık bütçelere v e terörün arkasında yer alan devletlere lanet etmezler. Onları terörden ayrı şeylermiş gibi lanse ederler

Atatürk gününden bu yana bizim paramızı 3.000.000 den daha fazla ezenler batılılar ve onların dâhilde para ile besledikleri yandaşları yani dâhili ve harici bedhahlar oldukları pek dile getirilmez.

Özelleştirme adı altında malımızı mülkümüzü sattıranlar, açık bütçelerle milletimizi soyduranların arkasında BATI yani harici bedhahlar yok mudur?

Akıl için yol birdir. 14 Mayıs 1950 den sonra gelen demokrasi kahramanları ve AKP yönetimi Batı ile sıkı bir işbirliği yaparak   Batının ürettiği Türk milletini ezme ve yok etme politikalarını Türkiye’mizde gaflet ve dalalet ve hatta ... içinde olanların yürüttüklerini ifade ettiğimiz zaman terör belasının da kökenine inmiş oluruz. Ama bu inişi kimse istemiyor. Çünkü terörün kaynağı olan şey yani açık bütçeler dâhili ve harici bedhahların Cumhuriyetimizi yıkma yönteminin ta kendisidir. Dâhili ve harici bedhahların bize cumhuriyetinizi açık bütçelerle ve laik eğitimden uzaklaştırarak yıkıyoruz diyerek metotlarını deşifre etmelerini bekleyecek kadar hayalci ve saf değiliz her halde.

 Türk milletinin yok edilmesi tarih sahnesinden silinmesi uygulamalarına Lozan’la ara veren dâhilli ve harici bedhahlar 14 Mayıs 1950 de iktidara gelerek kaldıkları yerden devam etmişlerdir.Etmektedirler. Bu bir ihanet çizgisidir. Bu çizgi bir ABD dolarını 80 kuruş iken 3.035.000 TL ye çıkarmıştır. Bir simit 10 kuruşken 1.000.000 TL ye ekmek 20 kuruşken 1.500.000 TL ye bir gazete 25 Kuruşken 1.000.000 TL ye çıkarmıştır. Yaşadığımız acıları serinletelim diye de 6 sıfır silerek paramızı tamamen idiş etmişlerdir.  Bir kısım insanımız TL bir dolar karşısında 5.000.000 milyonu bulduğu zaman belki uyanır ezilen milletimizin feryatlarını sağırlaşmış kulaklarınızla duyar körelmiş gözlerinizle görürsünüz. Ne diyelim. İlk emri “OKU” olan  “Bilim Çin’de bile olsa gidin alın  ve “ Beşikten mezara bilim okuyun” hadisi şerifleri bulunan bir dini benimseyen millet durumunda mıyız? Yoksa emperyalistlerin hizmetinde çağdışı bir kervanda mıyız? 

Bu gün olaylar birbirini aşmış. Doğu paramparça. Ankara’da Anayasaya bağlı bir hükümet ve Milli güvenlik kurulu yok. Ama siz bu yazıyı yazıyorsunuz diyorsanız. Keşke bu yazıları 50 sene evvel yazsaydık da bu günleri görmeseydik diyorum. Bu gün yaşadığımız acıları yoklukları sıkıntıların kökeninde 14 Mayısta temelleri atılan açık bütçe ve laik eğitimi yok etme ihanetleri yatmaktadır. İşe başlayacağımız yer de bu iki ana yanlışın ulusal iradeyi temsil eden TBMM de yok edilmesidir. Hürriyetin ve diğer gazetelerin yazarların hitaben yazıyorum.  Gazetenize saldırı düzenleyenler ayni zamanda paramıza saldırı düzenleyenlerdir. Laik eğitimi yerle bir edenlerdir. Bir güne bir gün de yazarlarımız Türk parasının ezilerek yok edilmesini yazsınlar. Günah olmaz. Bize saldıranlar doğuda kitle halinde askere ve polise infazlar yapanlar açık bütçeleri hazırlayanlar TBMM de kabul edenler ve bu bütçeleri yürürlüğe koyanlar veya efendileridir. Başkası değil.  Bu gerekçelerle Türk milleti diyor ki. AKP 1 Kasımda baraj altına süpürülmelidir. İleri. Ne yapalım ki dost acı ve doğru söyler. Başarılar dilenir.