Yol, köprü, hava alanı gibi alt yapı yatırımları, pazarı büyütüyor. Üretim ve yatırımın verimini artırıyor. Artan verim sayesinde, ekonomik büyüme hız kazanıyor. Bu kuralın işlerlik kazanması için yeterli ve gerekli şartlar var.
Öncelikli şart maliyetlerden kaynaklanıyor. Yeni bir alt yapı yatırımı, piyasaya çıkacak aynı birim mal ve hizmetin maliyetini düşürmüyorsa, ekonomiye katkısı olamıyor.
Yaşanan örnek 3. Boğaz Köprüsüdür. Kamyon ile yük taşımacılığı 3. Köprüye yönlendirildi. Kamyoncular maliyetlerden şikayetçi. Yüksek köprü ve yol ücretleri nedeniyle, eskisine göre maliyetler artıyor.
TEM yolundan Ankara'ya giden bir Tır 1.200.-TL'ye mal oluyor. E 5 den giderse Maliyet 500 liraya düşüyor. Bu duruma göre mükemmel bir yol olan TEM maliyetleri düşürmüyor. Aksine maliyet artışı nedeniyle ekonomiye yük oluyor.
En çarpıcı örnek Osman Gazi Köprüsünde yaşanıyor. Arabalı vapur ile geçmek, köprüden geçmekten daha ucuz. Birim başına taşıma maliyetini düşürücü yönde, köprü ekonomik işlev üstlenmiyor.
Daha az yakıt tüketilerek, topyekün fayda iddiası yapılabilir. Yapılıyor. Ancak, serbest piyasa ekonomisinde önemli olan maliyetlerdir. Zira ekonomik aktörlerin davranışını kar belirliyor. Maliyet artışı sağlayan alt yapı yatırımları, ekonomiye katkı sağlamaz. Lüks kullanıma hizmet eder.
Yüksek fiyat uygulaması, cirodan kazancı önler. Tekelci karın maksimizasyonu için talebin önemi vardır. Yüksek fiyat, düşük talep yaratır. Düşük talep eksik kapasite kullanımına neden olur. Nitekim, Osman Gazi Köprüsü BOŞ duruyor.
Çare bellidir. Maliyetleri düşürücü yönde fiyat uygulamaktan başak çözüm yoktur. Tekelci karı dahi elde edemeyen işletmeciler neyi bekliyor?
Yol ve Köprülerde yüksek fiyat politikası, yatırımların heba olmasın neden oluyor ve ekonominin dıştan istifade etmesini önlüyor.