Yedi bilinmeyenli denklemle karşı karşıyayız.

En  uzun sınırımızda en uzun krizle karşı karşıyayız.

Dile kolay, dün komşumuzun, dünyanın süper güçlerinden birinin Rusya'nın savaş uçağını düşürdük.  Havalara mı zıplasak, "Türk'e kafa tutan bedelini böyle öder mi" desek.

"Moskof'a gösterdik gününü" mü desek?

 

***

 

Suriye denklemini kim çözecek?

Ulemaya mı, üstatlara mı, ağabeylere mi sorsak.

Biz kimiz, mektebimiz, meşrebimiz nedir.

Biz kimin yanındayız. Nerede kiminle poz vermeliyiz. 

 Hangi karede yer almalıyız. Ayakta mı duralım, çömelelim mi, oturalım mı, arka tarfta mı duralım. Nerede poz verelim. Tebessüm mü edelim, hafif kaşımızı mı kaldıralım, havaya mı bakalım, bir karış yukarıya mı?

 

Ne alemdeyiz?

İslam aleminden miyiz,

Arap aleminden miyiz,

Batı aleminde miyiz,

Yoksa bir alem miyiz!

 

Biraz NATO'da, biraz AB'de, biraz ABD'de miyiz.

Alman ekolüne mi yakınız, Britanya ekolüne mi, Atlantik ötesine mi yakınız.

Büyük Doğucu muyuz? Avrasyacı mıyız, Şangaycı  mıyız?

Rusya ESAD'ın yanında. Biz ESAD'a karşıyız. Rusya ESAD'ın muhaliflerini vuruyor.

IŞİD'İ vursak mı, korusak mı? Türkmen'i mi tutsak, Türkmen'i bombalayanları mı tutsak?

ABD bizim müttefikimiz ama düşman unsurları koruyor. O zaman düşmanımın dostu, benim de düşmanım mıdır? Haşa, ABD'yi düşman mı görsek?

Kimin eli kimin cebinde!

 

***

Arap dünyasının Ortadoğu'daki sınırlarını eli kırılasıca batılı emperyalist ülkeler çizmiş. 

Şimdi Türkiye'nin en uzun sınırında 900 küsur kilometrede dünyanın en uzun krizi yaşanıyor.

Belki yüz yıl bel ki daha uzun sürecek.

Tepemiz atmıyor değil hani...

Hay ben bu sınırı çizenin!