Siyaset üst yapı kurumudur. Ekonomi ise alt yapıyı oluşturuyor. Alt yapı üst yapıya şekil veriyor. Olağan üstü koşullarında üst yapının alt yapıyı etkilemesi de mümkün oluyor.
Sermaye güvenliğini riske sokmak, hukuk devleti ilkelerini uygulamaktan vaz geçmek, serbest piyasa ekonomisinden uzaklaşmak gibi uygulamalar ekonomiyi doğrudan etkiliyor.
Önümüzdeki referandumdan evet ya da hayır çıkması halinde ekonomiyi doğrudan etkileyecek politikaların uygulanacağına dair herhangi bir yenilik yok. Referandum, olağan üstü hal uygulaması olmadan "daha güçlü bir yönetim ile" terörizmle daha etkin mücadele amacını taşıyor.
Hayır çıkması halinde mevcut yönetim "olağan üstü hal" koşulları uygulamak suretiyle iktidarını devam ettirecektir. Evet çıkması halinde de mevcut iktidar aynen devam edecektir. Dolayısıyla ekonomik açıdan evet ya da hayır çıkmasının önemi yoktur.
Toplumu ilgilendiren en önemli konu "döviz kuru, yatırım, işsizlik, enflasyon ve reel gelir düzeyindeki artışlar"dır.
Mevcut siyasi iktidar devam edeceğine göre rasyonal beklentiler ne olabilir?
1. Döviz kuru. Döviz kuru ile politika faizi arasında ters yönde ilişli vardır. Son iki aydan beri Merkez Bankası repo ihalesi açmıyor. Geç likidite penceresi adı altında yüksek faiz ile piyasayı fonluyor. Bu sayede dolar kuru 3.60 ile 3.70 arasında istikrar kazandı. Mevcut yönetim faizlerin düşük kalmasında ısrar ediyor. Bu ısrardan vaz geçileceği beklenmiyor. Düşük politika faizi uygulanması sonucunda kurlar artmaya devam edecektir. Merkez Bankası üzerindeki faizi düşür baskısının yoğunlaşması halinde kurlardaki artış hızı daha keskin bir yapı kazanacaktır.
2. Yatırımlar. Referandum sürecinde, siyasilerin anlamsız söylemlerinden yatırımcı korkar oldu. Toplumu evetçiler ve hayırcılar şeklinde ayrıştırmak "ekonomik belirsizlik" yarattı. Belirsizlik ortamlarında yatırımlar "beklemeye " giriyor. Referandum sonucunda "belirsizlik ortadan kalkacak" ve yatırımlar artma sürecine girecektir.
3. Enflasyon. Maalesef enflasyon çift rakamlara ulaştı. Enflasyonun gerisinde "döviz kurlarındaki artış" yatıyor. Enflasyonu düşürmenin yolu faizleri artırmakla mümkün. Ancak siyasi otoritenin faiz sorunu var. Bu sorun aşılamayacağına göre çift rakamlı enflasyon devam edecektir.
4. İşsizlik. Kısa dönemde işsizlik sorunu çözülemez. Radikal politikalar gerekiyor. Mevcut siyasi iktidar, ekonomik kaynakları "inşaat sektörüne" yöneltti. Bu yönelim kısa sürede yön değiştiremez. Kaynaklar sanayi yatırımlarına aktarılmadıkça işsizlik sorunu çözülemez.
5. Gelir artışı. Gelir artışı ekonomik büyüme oranına bağlı olarak gerçekleşir. Ekonomik büyüme oranı yüzde 3 olarak hesaplanıyor. Gelirdeki yüzde üçlük büyüme hiç kimseyi tatmin etmeyecektir.