1 Ağustos 2017 tarihinde de Diyarbakır- Lice’den acı haber gelmiştir. Jandarma Binbaşı Ümit Çelik ile Uzman Çavuş Erkan Sakal şehit oldular. Bazılarına göre iki adet şehit. Bazılarına göre vatanın savunmasında iki eksik. Bazılarına göre içimiz yandı. Açık yazacağız. Bu ne ilktir ne de sondur. Şehitlerimiz 14 Mayıs 1950 de açılan gaflet dalalet ve hatta hıyanet yolunun şehitleridir. Şehitlerin bitirilmesini istiyorsanız 14 Mayıs 1950 de açılan gaflet dalalet ve hatta hıyanet yolundan döneceksiniz başka bir çare yoktur. 
Nedir bu gaflet dalalet ve hatta hıyanet yolu. DENK bütçeyi Açık bütçe yapmaktır. Laik eğitimi, dini eğitime doğru yönlendirmektir. Gerisi gelmiştir gelecektir.
2005 te bir kitap çıkardık. Haddimizi aştık biliyorum ama  kitap piyasaya çıkalı tam 12 sene olmasına karşın ne eleştirilebildi ne de içinde milletimizin ve bilimin aleyhinde bir sözcük bulunabildi. Kitabın adı biraz ürkütücü ama alıştılar. ” Gafletteki Yöneticilerin Anayasayı İhlal Bütçeleri.”
Kitabın adı bize özetle her şeyi anlatıyor. Kitabımızın adın daha anlaşılır ve geniş olarak yazarsak, Yöneticilerimiz bir Anayasa ihlali olan açık bütçeleri 14 Mayıs 1950 den itibaren Gaflet, dalalet ve hatta hıyanetle yapıyorlar. Lafı evirmeden çevirmeden yazarsak doğrusu da budur. Şimdi bu kitabımızı açalım 29. Sayfasını acı acı  okuyalım.
1950 den sonra günümüze kadar olan dönem açık bütçeler dönemidir. Yaşadıklarımızı alt alta yazarsak
-1957 de İsmet İnönü’ye Uşak’ta taş atılmıştır.
-Himmet dede’de, Topkapı’da ve Çanakkale’de yolu kesilmiştir.
-Üniversitelerde öğrenci hareketleri olmuştur
-9 Subay hareketi adı altında bir ihtilal hareketi önlenmiştir.
-27 Mayıs ihtilal hareketi olmuştur.
-İşçi hareketleri gençlik hareketleri olmuştur.
- 12 Mart askeri müdahalesi olmuştur.
-12 Eylül askeri müdahalesi olmuştur. 
3 bakan onlarca genç ve asker darağaçlarına gönderilmiştir. Ancak buna rağmen DENK bütçe yapılmadığından huzur ve asayiş sağlanamamıştır.
Yaşananları yazmaya kalkarsak ciltler dolusu yer tutar. Bu gün Türkiye’mizin durumu içler acısıdır. NEDEN. BU sorunun tek ve değişmez yanıtı vardır. Bütçesi açık yapıldığından bütçesi israf edildiğinden, bütçe açıkları para basılarak, faizle borç alınarak ve zam yapılarak kapatılmaya gayret edilmesinden. Bunların sonucunda Cumhuriyetimizi savunacak memura ve devletin tüm görevlilerine yeterli ücret verilememesinden, laik eğitimin durmasıyla eğitilmiş insan istihdam edilememesinden.”
Bu satırlar aynen bu gün yazılmış gibi taptazedir. 14 Mayıs 1950 den bu yana iktidara gelenler inat ve ısrarla Türk milletinin cebinden paralarını sofrasından yiyeceklerini, alma demek olan açık bütçe yaptıklarından yazdığımız yazamadığımız birçok felaketleri yaşadık.
Peki, bunların sorumlusu kim nerede ne yapıyor. Bunların sorumlusu TBMM dir. Açık bütçeleri yapan ve TBMM ne öneren hükümetlerdir.  TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda ve de genel kurulda açık bütçeye  “ EVET” oyu verenlerdir. Şehitlerimizin sorumlusu bunlardır. Şehitlerimizin kanı yerde kalamayacak diye diye ateşe körükle gidenlerdir
Ey güzel insanlar. Ey Cumhuriyet Hükümeti üyelerimiz, Ey güzel yöneticilerimiz, Ey güzel Milli Güvenlik Kurulu üyelerimiz. Ey TBMM üyelerimiz. Siz ne zaman bu yaşadıklarımızın açık bütçelerden kaynaklandığı görecek ve DENK bütçe yapacaksınız. Gerisi laf-i güzaftır. 
DENK bütçe yapılmadan akan kanlar durmaz ve Adalet gelmez.
DENK bütçe yapılmadan akan kanlar durmaz ve Adalet gelmez.
DENK bütçe yapılmadan akan kanlar durmaz ve Adalet gelmez.
Anlaşılır yazabildim mi sayın yöneticiler? Anladınız mı sayın yöneticiler? Şahitlerimizin katillerini bulabildiniz mi sayın yöneticiler? İktidarı ile muhalefeti ile suçluların telaşı içindesiniz. Açık bütçe yolunda başarılar dilerim. Açık bütçeye devam ederseniz ve bu arada İsmet Paşa Anıtkabirden çıkarsa. Size aynen şunu diyecektir. Hazır olun.
“Siz bu yola devam ederseniz sizi ben de kurtaramam”
NOT: YAŞ ( Yüksek Askeri Şura) toplandı kararları jet gibi alında ve jet hızıyla açıklandı. TSK bu kararlarla ileri mi gitti geriledi mi? gelecek haftaya.