Ülkemiz son birkaç yıldır ciddi sorunlarla boğuşuyor. Bir yandan terör; diğer yanda Ortadoğu ülkelerinin bazılarında devlet otoritesinin daha önce bitmesi; sonrasında da bir türlü kurulamaması; buralardan kaynaklanan; veya devlet otoritesi olamayışından kaynaklanan terör; ülkemizde son derece üzücü kayıplara yol açıyor. Gerek Suriye’deki; gerek Irak’taki otoritesizlikten kaynaklanan canlı bomba şeklinde; veya fırsat bulduklarında roket dahil her çeşit silahla askerimize, polisimize, sivil vatandaşlarımıza ve herkese, her yerde saldırıyorlar. Tüm bu tehlikelerden uzak kalmak ülke olarak en büyük dileğimiz.
 
Bakın bu yüzden askerimiz  ‘Fırat Kalkanı’  harekatı ile Suriye’ye girmek zorunda kaldı. Çünkü oradan gelen ‘Deaş’ kaynaklı terör gerek Suriye’de gerekse ülkemizde ciddi tehdit oluşturuyor. Bu tehdidi aşmak için Suriye’deki ‘Işıd’ ve diğer terör unsurlarını bertaraf etmek gerekiyor. Diğer yandan Irak’taki ‘deaş’ kaynaklı terörü ortadan kaldırmak için Musul Kara Harekatına başlamak üzere koalisyon ülkeleri hazırlık durumu içindeler. Özellikle yurtdışından kaynaklanan bu terör saldırılarını durdurmak ve yok etmek; gerek Suriye’nin gerek Irak’ın toprak bütünlüğünü sağlayarak acil anlamda bu ülke yönetimlerinin devlet otoritesini ülkelerinde sağlayabilmeleri  gerekiyor.
 
İşin ekonomik yanlarını ortaya koyarsak; terör yüzünden ve Ortadoğu’daki bu durum yüzünden özellikle Avrupa’dan beklenen turist bunca  teşviğe rağmen gelmiyor veya gelemiyor. Bu yüzden büyümeye dönük yatırımlar yapılamıyor. İşsizlik çığ gibi büyüyor. Bugünlerde dövizdeki artış sürekli hale geldi. Doviz rezervlerinde  düşme  eğilimi belirdi. Yabancı sermaye gelmediği gibi; yerli yatırımcıda istekli değil.
 
TUİK rakamlarına göre 2009 da yıllık kişi başı gelir 8590 dolar; 2010 dada 10079 dolardı; 2014 te 10395 dolar olan kişi başı gelir; 2015 yılında 9261 dolara düştü; öyle görünüyorki 2016 dada rakamlar daha aşağı gelecek. Orta vadeli programlarda 2016 için büyüme hızı 4,7 olarak programlandığı halde ancak % 3 ü kurtarabilecek.