Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, konuşmasında elini kaldırarak, başkanı halk seçecek dedi.

Şerefsizim, PKK dan korkmadım, Recep Tayyip Erdoğan dan korktuğum kadar. Adamın gözleri fal taşı gibi açıldığında kime giydirecek diye merakla bekliyoruz.

Ne kanunu, hangi kanun, ne AYM’si, ne savcısı, hakimi, ne polisi, zabıtası, jandarması. Adam çıkmış, kendinden başka herkesi pire gibi görerek başkanı halk seçer diyor.

Ey Tayyip Erdoğan, Türkiye Cumhuriyetinde başkanlık rejimi yok, diyen bir tane adam yok mu? Nerde hakimi, savcısı? Neden dava açmazlar? Nerede muhalefeti?

Adam çıkmış, başkanı halk seçer diyor. Çünkü kendinden emin. Kanunda benim diyor, rejimde benim diyor. Onun için Cumhurbaşkanı Abdullah Gül kimdir, Abdullah Gül’ ün onuru nedir?

Cumhurbaşkanının görevi bitmeden meydanlara çıkarak, başkanı halk seçer diyor. Doğrudur, beraber yürüdüler bu yollarda, silahlı kuvvetlere kurulan kumpasa beraber alet oldular, ama bu kadarı da fazla! Kanun çıkmadan, onaylanmadan başkanı halk seçer diyor. Bu halka yapılan bir hakarettir. Halka kendine biyad ettirmektir.

Bugün ülkemizde hiçbir ferdin anayasal hakları güvence altında değildir. Tek bir sözcükle hakları yasaklayan zihniyet, devlet başkanı olarak tüm yetkileri elinde toplarsa bu güzel ülkemiz Rusya gibi olur. Kaddafi’nin Libya’sı gibi olur, Saddam’ ın Irak’ ı gibi olur, Esad’ ın Suriye’si gibi olur.

Çıkarsın, ben cumhurbaşkanlığına adayım dersin. Nerden çıktı Türkiye de başkanlık sistemi. Beyinlerimiz gerçekten uyuştu, düşünemez bir hal aldık. Demokrasi, milletin iradesiyle milleti yönetmektir. Millet, Türkiye Cumhuriyeti Devletinde başkanlık sistemine henüz onay vermemiştir.

Doğrudur, AKP, PKK nın legal partisi BDP ile iş birliği yaptığında ( görünüyor ki iş birliği yapacaklar) cumhurbaşkanı olabilirsin. Ama yetmedi başbakanlığı da isterim, yetmedi diğer bakanlıkları da isterim derseniz bu tavır demokratik bir tavır değildir. Çıkarılan MİT yasasıyla Türk halkını korku tünelinin içerisine zaten soktunuz. Ama yeter artık, yeter.

Ey muhalefet! Ey CHP! Ey MHP nin cüce adamları!

Sizin kafanızda milletvekili olma kurdu dolaştığı sürece, küçük olsun benim olsun koltuk sevdası olduğu sürece yenilgiye doymazsınız. Çünkü sizde yürek yok yürek. Duruşunuz yok, tavrınız net değil. Meydanlarda koca Türkiye Cumhuriyeti başbakanına hırsız diye bağırtmanız adamlık değildir. Adamlık, muhalefeti menfaatsiz ve çıkarsız sürdürmektir. Ülke gündemine zarar vermeden analiz yaparak karanlığa ışık tutmaktır.