19 Mayıs 1919 Türk Milletinin Ulusal Egemenliğini, yeniden elde etmek üzere Mustafa Kemal Paşamızın Başkomutanlığında yola çıktığı tarihtir. Bu yolun ilk adım ise Amasya tamimidir.

Milletin istiklalini yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır.” İşte Amasya tamiminin özeti. Türk Milleti Başkomutanımızın bu emri ile, Erzurum ve Sivas kongrelerini gerçekleştirmiş ve  23 Nisan 1920 de Ankara’da TBMM ni açmıştır. Siyaseti çağdaş düşünce ve bilime dayanmayan    Osmanlı Padişahlarının yönetimi, SEVR masasında vatanımızın tümünü imza karşılığında   Müstevlilere teslim etmiştir. Atatürk TBMM nin Başkanlığını ve  TBMM Ordularının Başkomutanlığını deruhte etmiştir. " Ordular ilk hedefiniz Akdenizdir  ileri" komutu ila 9 Eylül'de İzmir'e varılmıştır. TBMM orduları ve Türk hükümetleri Sevr anlaşmasını yırtarak Lozan anlaşmasını yürürlüğe koymuşlardır. Şimdi Lozan'da " General siz burada bizden istemediğimiz halde çok şeyleri aldınız". Vakti gelince bunları sizden tek tek geri alacağız diyenlerin 14 Mayıs 1950 de başlayan  taarruzlarının zaferleri ile baş başa bir 19 Mayıs bayramını buruk kutladık. Ama gördük ki Türk milletinin  egemenlik ve bağımsızlık ateşi sönmemiştir. Şimdi, İstikbalde dahi seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek dahili ve harici bedhahların olacaktır. Denilen ayni süreçteyiz. 

Atatürk 4 Ekim 1922 de TBMM de bu büyük Anadolu zaferimizi tüm dünyaya şu veciz sözleri ile ilan etmiştir. " Bu Anadolu zaferi tarihte bir millet tarafından benimsenen bir fikrin ne kadar güçlü ve yaratıcı bir kuvvet olduğunun en güzel örneği olarak kalacaktır. Ve ben böyle bir milletin ferdi olmakla en büyük mutluluğu duyuyorum." (1)

Bugün ise " DURUM VAHİM ama umutsuz değildir denilen günlerden geçiyoruz.

Laik eğitim yoktur 

Denk bütçe yoktur.

Başımızda ebedi başkomutanımız yoktur

Başkomutanımız ne yapmış ne vasiyet etmiş bir göz atan bile yoktur.

Bu yokları içeren yol, vatan ve Cumhuriyeti'mize asla uygun olmayan gaflet ve delalet yoludur.

Büyük Türk milleti bu gaflet ve dalalet yolundan gitmez. 31 Mart 2024 tarihinin anlamı işte budur. AKP+ MHP suni bileşkesinin yönetiminde:

 Tam bağımsızlık yok. 

Ulusal egemenlik yok. 

Laik eğitim yok. 

Denk bütçe yok.

Ya ne var. 

Türk milletinin Tam bağımsızlık azim ve kararı vardır. 

Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramımızın 105. Yılı  kutlu olsun.

 

 

 

 

28 Şubat 1997 Olaylarının Mağduru Komutanlarımız  Tahliye Edildiler

 Biz daha önceleri yapılan hukuki değerlendirmeler ışığında aynen şunu yazmış ve tüm guruplara yayınlamıştık.. İşte o mesajımız:

28 Şubat Mahkûmları Nedir ve Kimlerdir?İşte onlar; E. Orgeneral Çetin Doğan (84 yaşında) E. Orgeneral Fevzi Türkeri (84 yaşında) E. Tümgeneral Temel Özkaynak (80 yaşında) E. Korgeneral Yıldırım Türker (80 yaşında) E. Tümgeneral Erol Özkasnak (79 yaşında) Hepsinin, kalp ve damar hastalıkları, yüksek tansiyon, prostat büyümesi, bel fıtığı gibi ölümcül rahatsızlıkları var. Adli Tıp Kurumu, Çetin Doğan Fevzi Türkeri, Temel Özkaynak paşalara “Kocama hali” raporu da vermiş bulunuyor. Emekli generallerin böyle bir durumda hâlâ cezaevinde tutulmaları gerçekten vicdanları yaralamaktadır.  Gelelim, somut suçlarına. Nedir suçları ki bu kadar ağır cezalar tensip edilmiştir. T.C. Hükümetini güç kullanarak çalıştırmamak. Bunların böyle bir suçu asla yoktur. Çünkü bunlar şu yemini etmiş inançlı bilinçli Türk askerleridir.

BARIŞTA VE SAVAŞTA, KARADA, DENİZDE VE HAVADA
HER ZAMAN VE HER YERDE
“ASKERLİĞİN NAMUSUNU, TÜRK SANCAĞININ ŞANINI CANIMDAN AZİZ BİLİP, İCABINDA VATAN, CUMHURİYET VE VAZİFE UĞRUNDA

SEVE SEVE HAYATIMI FEDA EYLEYECEĞİME, NAMUSUM ÜZERİNE AND İÇERİM.”

Bu ant içilmiştir. İnanılmıştır. Ömür boyu bu anda uyulmuştur. Onlar vatanlarını ve Türk milletini sevmekten başka bir şey bilmezler. İçlerinde yakından  tanıdığım. Kardeşi olduğum ağabeyisi olduğum kişiler bile vardır. Onları cezaevi yoluna gönderen savcının adı  Mustafa Bilgili.  O kimdir? Fotocu bir gafildir. Onlar sadece   MGK nın (Milli Güvenlik Kurulunun) kararlarını icra etmişledir. O kadar. Olsa olsa, değil ama öküzün altında buzağı aransa dahi onlara izafe edilecek suç en fazla görevi ihmal veya görevi kötüye kullanmak olabilir,  Fetocu cahil savcıya ve kararı veren  müteselsil hakimlere diyecek bir söz yok. 28 Şubat adı üstünde 28 Şubat 1997 tarihidir. Peki, hükümet ne zaman değişti. Haziran 1997 de yani dört ay sonra. Nerede değişti? TBMM de Anayasal süreç işletildi ve normal Anayasal kurallar içinde değişti. TBMM de Anayasal kurallara göre bir hükümetin değişmesi ile nasıl bir suç oluşur. Bunun cevabı hala Türk Milletine verilmemiştir.

Ne ise olan oldu demeyelim. Allah tekrarını göstermesin diyelim. Hepsine geçmiş olsun diyelim. Kırık bir saat günde bir defa doğruyu gösterirmiş. İşte bu doğrudur. Bu yapılan tahliye doğrudur. Tekrar Allah göstermesin âmin.